| Albay Kennedy'nin işi bilgi toplamak, her türlüsünden, potansiyel düşmanlarımız hakkında. | Colonel Kennedy's job is to gather information, knowledge, about our potential enemies. |
| Araştırma, bilgi toplamak için en iyi yol. | Hey, probing is a valuable way to gather information. |
| Avrupa Üniversiteleriyle değişim konusunda bilgi toplamak istiyorum | I had to gather information about european university exchanges. |
| Birinci adım, düşmanla arkadaş olup bilgi toplamak. | Step one, befriend the enemy and gather information. |
| Biz de oraya varmadan önce bilgi toplamak istedik. | We want you to go ahead of us and gather information by the time we reach there. Any problem? |
| Bölgede casusluk yaparım, halk ile konuşurum, çevirmenlik yaparım, bilgi toplarım. | I will scout the region, I talk to the people, I translate, I gather information. |
