Ben bir bağış yapmak istiyorum. | I'd like to make a donation. |
Bir bağış yapmak istiyorum. | l'd like to make a donation. |
Burton'un ihmal ettiği bir kaç düzine trafik cezası varmış yani bağış yapmak için zaten motivasyonu vardı. | Turns out Burton had a couple dozen traffic summons he's been ignoring, so he am motivated to make a donation. |
Finney ailesi, Kaliforniya Kuş Evi Projesi için bağış yapmak istiyor. | The Finney family would like to make a donation to the California Aviary Project. |
Hayır efendim, eğer bağış yapmak istiyor- | - No, sir. If you want to make a donation, you have to-- |
Belki de en sevdiği hayır kurumuna bağış yaparım. | Maybe I'll make a donation to her favorite charity. |
Ben de bağış yaparım. | I'll make a donation. |
Bir bağış yaparım. | I'll make a donation. |
Bir hafta sonra, paranın yarısını kiliseeye bağış yaparım. Hmm. | Then about a week later, I make a donation to that church for half the amount. |
Bir bağış yaptım. Cesetteki etiketi değiştirdim. Belediye de yakım masrafından kurtuldu. | l made a donation, they switched a toe tag, and the county saved itself the cost of a cremation. |
Gloria'nın adına intihar yardım hattına bağış yaptım. Hepsi o kadar. | I made a donation to the suicide hotline in her name... and that's it. |