- Ah be kardeşim. - "...bu kurum halka basının güçlüler tarafından etkilenmediği fikrini aşılamak konusunda hiçbir şey yapmamaktadır." | - ..."that does little to instill confidence in the public that the press isn't ensorcelled by the powerful." |
16 yaşımdayken, bana özel bir öğretmen bularak Hristiyan değerlerini bana aşılamak için son bir denemede bulundu. | When i am 16, she made one last attempt to instill Christian values in me... by finding me a tutor. |
Güven aşılamak ve ilham vermek için kıyak geçmek. | I... you know, treats to inspire and instill confidence. |
Halka korku aşılamak için tasarlanır. | It's designed to instill fear in the populace. |
Herkese örnek olsun diye onu döverek öldürdüler herkesin önünde korku ve itaat aşılamak için. | So they made an example of him. They beat him to death in front of everybody in order to instill terror and obedience. |
O kabiliyetleri ona aşılarım sanmıştım bu yüzden onu zorladım... hatta belki de çok fazla. | I thought I could instill those qualities in her, so I pushed her... maybe too hard. |
"Keskin nişancının varlığının kavranışı düşman askerlerine korku aşılar." | "Realization of the sniper's presence instills fear in enemy troops." |
Güven aşılar. Jambonlarından daha kolay ve rahat ayrılırlar. | instills confidence, makes them free and easy with their hams. |
İş sektörüne güveni para aşılar, teçhizatlar değil. | Money instills confidence in the business sector, not appointments. |