"Anlaşmamızın şartlarını açıklığa kavuşturmak istiyorum yani. | I'd like to clarify the terms of our arrangement... |
"Bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak istiyorum. | I just want to clarify. L-let's clarify. |
- Bir şeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum. | I wanted to clarify something. |
- Sadece açıklığa kavuşturmak için, "bu iş" derken, "bizi" kastediyorum. Aramızdaki şey bitti. | - Just to clarify, the "it" means "we." We are done. |
- Sadece birkaç şeyi açıklığa kavuşturmak istedim. | - I just want to clarify some things. |
Bir kaç personel değişikliğinin hayrına... Düşünmüştüm ki ben buradaki kilit pozisyonlar ile ilgili... bir iki şeyi açıklığa kavuştururum. | In anticipation... of making a few key personell decisions, uh, I thought I'd... clarify a few things. |
Ve gerçekten... bazı şeyleri açıklığa kavuşturdum. | And it really-- it clarified things For me, marcy. It focused things. |