Avlanmak (to hunt) conjugation

Turkish
25 examples

Conjugation of avlanmak

Ben
Sen
O
Present tense
avlanırım
I hunt
avlanırsın
you hunt
avlanır
he/she/it hunts
Past tense
avlandım
I hunted
-
-
Future tense
avlanacağım
I will hunt
-
-
Present continuous tense
avlanıyorum
I am hunting
-
-

Examples of avlanmak

Example in TurkishTranslation in English
"Buraya avlanmak için gelmedin, değil mi?""You don't come here for the hunting, do you?"
"Dolunay olduğunda, avlanmak için Dışarı çıkarlar.""When the moon is full, they come out to hunt."
"Gates'in içinden avlanmak yok.""do not hunt inside the Gates."
"Orada avlanmak için çok bereketli topraklar vardır.""There lies a fertile hunting ground"
- Arazimde avlanmak yasaktır.- There's no hunting on my property.
"Şafağa kadar avlanırım "en nadide çiçek, aşkın peşinde""the hunt goes on till the break of dawn... for love, the rarest flower."
- Ben avlanırım.- I'll hunt.
- Çok avlanırım, evet.- l hunt a lot, yes.
-Ben avlanırım.-I hunt.
At sürerim, avlanırım da ama rüyamda at görmem.I ride, I even hunt, but I don't see horses in my dreams.
"Bilirim, sabahtan beri avlanırsın...'Methinks you hunt by morn...
Bir hayvan gibi avlanırsın.You are being hunted like an animal.
Bizim kültürümüzde ilk avlanırsın, hayattaki bir çok şey gibi yalnız yapılması gereken bir iştir.In our culture, your first hunt, as in many things in life, is a very lonely enterprise.
Ve sen de avlanırsınAnd the hunt will be on you too.
"Yaoguai gündüzleri istirahat edip geceleri avlanır.""The yaoguai hibernates by day, hunts by night."
Ama suda avlanır.But one that hunts in water.
Arizona akrebi, aynı mermi karınca gibi kolaylıkla görülebildiği ve saldırılara açık olduğu ağaç gövdeleri ve kayaların üzerinde avlanır.The bark scorpion hunts out on tree trunks and rocks where it can be seen and is vulnerable to attack, just like the bullet ant.
Aslanlar yemek için avlanır.Except a lion hunts food.
Bir köpek sadece aç kalınca avlanır demiştin. Ama ısırılarak öldürülmüş dört insan var. Hiçbir olayda amaç karın doyurmak değilmiş.- You said that a dog or a canid only hunts what it needs but I've got four bodies with bite marks on it from an animal that seems to kill for no other reason.
- Onunla birlikte yaşadım. Birlikte avlandım, yanında savaştım.- I've lived with him, hunted with him, fought at his side.
Afrika'da da avlandım.I've hunted in Africa too.
Ben onların topraklarında büyüyüp avlandım.I grew up and hunted on their land.
Bir ördek gibi avlandımI will be hunted as a dog.
Ethan'la avlandım, onunla vakit geçirdim.I hunted with Ethan, I spent time with him.
Yarın avlanacağım.I will hunt tomorrow.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Random

aşıolmak
do
aşk yapmak
make love
atlama taşı yapmak
do
atmak
throw
attırmak
find somebody to beat
ava çıkmak
go shooting
avlamak
hunt
avlatmak
do
ayağa fırlamak
start up
ayağını kesmek
cut off the feet

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'hunt':

None found.
Learning languages?