Bana hakaret edilmesi ve itilip kakılmak umurumda bile olmaz. | I don't mind being called names or pushed around or even kicked in the shin. |
Dilenci gibi itilip kakılmak. | I don't mind the illness but being a burden on other people saddens me. |
Kendi evimde itilip kakılmak istediğimi sanmıyorum. | I don't know if I wanna... Pushed around in my own place. |
Tüm hayatım boyunca itilip kakılmak istemiyorum. | I don't want to be pushed around forever. |
bir enkaz parçasının içinde yaşamaya çalışmak... küflenmiş protein yemek... ve [Çince Argo] kabadayı bir kaptan tarafından itilip kakılmak. | And eat molded protein. And be bullied around by our pien dyododo chowren of a captain. |
Ama bana sorarsan, bu hayatta karşı çıkmadığın sürece sürekli itilip kakılırsın. | But if you ask me, in this life, you get pushed around just about as long as you don't push back. |