| Aile içi istismardan şüphelenmek için bir nedenin oldu mu hiç? | Did you ever have reason to suspect abuse within the family? |
| Başka bir şey döndüğünden şüphelenmek için Freud olmaya gerek yok. | You don't have to be Freud to suspect that there's something else going on here. |
| Ben herkesten şüphelenmek için eğitildim. | I'm trained to suspect everyone. |
| Bu video bize ulaşana kadar, kimsenin şüphelenmek için bir sebebi yoktu. | I mean, until we got hold of that video, nobody had any reason to suspect. |
| Bundan nefret ediyorum, bizden birinden şüphelenmek. | I hate this, having to suspect one of our own. |
| - Genelde eşten şüphelenirim ama bunu tahmin edemedim. | I usually suspect the spouse, but I didn't see this one coming. |
| -İşi kolaylaştırmak için değil ama her zaman fayda sağlayacak olandan şüphelenirim. | Maybe I like to make things easy for myself. But I always tend to suspect the beneficiary. |
| Ben herkesten şüphelenirim. | My Gale would suspect everybody. |
| Bu kadar hizibin hiçbir şeyde durdurmayacak olduğu militanlardan şüphelenirim... Gerçek bölüm sonunu bastırmak isterim. | I suspect this militant faction will stop at nothing... to suppress the true contents of this final chapter. |
| Bu çok uzak bir ihtimal fakat böyle bir durumda hepatik ensefalopatiden şüphelenirim ve kesinleştirmek için amonyak seviyesini kontrol ederim. | That's highly unlikely, but, uh, in that case, I would suspect a hepatic encephalopathy and check an ammonia level to confirm. |
| Benden nasıl şüphelenirsin? | How can you suspect me? |
| Bir dahaki sefere benden bile şüphelenirsin. | Next you will suspect even me! |
| Ne cüretle benden şüphelenirsin? | How dare you suspect me! |
| Onun masum olduğunu ne kadar düşünsen de önce ondan şüphelenirsin. | No matter how much you're committed to "presumed innocent," you will suspect her first. |
| - Ama dikkatli olmalıyız. - Babam herkesten şüphelenir. | - My father suspects everyone. |
| - Kocası eşinin yalanlarından şüphelenir, ve eşinin arabasına bir GPS taktırır ve nereye gittiğini öğrenir. | Husband suspects wife's lying, puts the GPS in her car to find out where she's going. |
| - Sence baban şüphelenir mi? | - Do you think your father suspects? |
| - Senden şüphelenir. | she suspects you. |
| Becker herkesten şüphelenir. | Becker suspects everyone of something. |
| - Ben o tavuklardan hep şüphelendim. | - I've always suspected those hens. |
| - Bende şüphelendim. | - I've certainly suspected as much. |
| - Ne duydum, ne şüphelendim. | - Nor ever heard, nor suspected. |
| - Ondan hep şüphelendim. | - I always suspected him |
| - Zehirli olabileceğinden şüphelendim. | - I suspected it might be toxic. |
