Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Şaşırmak (to do) conjugation

Turkish
19 examples
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
şaşırırım
şaşırırsın
şaşırır
şaşırırız
şaşırırsınız
şaşırırlar
Past tense
şaşırdım
şaşırdın
şaşırdı
şaşırdık
şaşırdınız
şaşırdılar
Future tense
şaşıracağım
şaşıracaksın
şaşıracak
şaşıracağız
şaşıracaksınız
şaşıracaklar
Present continuous tense
şaşırıyorum
şaşırıyorsun
şaşırıyor
şaşırıyoruz
şaşırıyorsunuz
şaşırıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
şaşırıyordum
şaşırıyordun
şaşırıyordu
şaşırıyorduk
şaşırıyordunuz
şaşırıyorlardı
Present negative tense
şaşırmam
şaşırmazsın
şaşırmaz
şaşırmayız
şaşırmazsınız
şaşırmazlar
Present continuous negative tense
şaşırmıyorum
şaşırmıyorsun
şaşırmıyor
şaşırmıyoruz
şaşırmıyorsunuz
şaşırmıyorlar
Past negative tense
şaşırmadım
şaşırmadın
şaşırmadı
şaşırmadık
şaşırmadınız
şaşırmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
şaşırmıyordum
şaşırmıyordun
şaşırmıyordu
şaşırmıyorduk
şaşırmıyordunuz
şaşırmıyordular
Future negative tense
şaşırmayacağım
şaşırmayacaksın
şaşırmayacak
şaşırmayacağız
şaşırmayacaksınız
şaşırmayacaklar
Present interrogative tense
şaşırır mıyım?
şaşırır mısın?
şaşırır mı?
şaşırır mıyız?
şaşırır mısınız?
şaşırırlar mı?
Present continuous interrogative tense
şaşırıyor muyum?
şaşırıyor musun?
şaşırıyor mu?
şaşırıyor muyuz?
şaşırıyor musunuz?
şaşırıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
şaşırdım mı?
şaşırdın mı?
şaşırdı mı?
şaşırdık mı?
şaşırdınız mı?
şaşırdılar mı?
Past continuous interrogative tense
şaşırıyor muydum?
şaşırıyor muydun?
şaşırıyor muydu?
şaşırıyor muyduk?
şaşırıyor muydunuz?
şaşırıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
şaşıracak mıyım?
şaşıracak mısın?
şaşıracak mı?
şaşıracak mıyız?
şaşıracak mısınız?
şaşıracaklar mı?
Present negative interrogative tense
şaşırmaz mıyım?
şaşırmaz mısın?
şaşırmaz mı?
şaşırmaz mıyız?
şaşırmaz mısınız?
şaşırmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
şaşırmıyor muyum?
şaşırmıyor musun?
şaşırmıyor mu?
şaşırmıyor muyuz?
şaşırmıyor musunuz?
şaşırmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
şaşırmadım mı?
şaşırmadın mı?
şaşırmadı mı?
şaşırmadık mı?
şaşırmadınız mı?
şaşırmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
şaşırmıyor muydum?
şaşırmıyor muydun?
şaşırmıyor muydu?
şaşırmıyor muyduk?
şaşırmıyor muydunuz?
şaşırmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
şaşırmayacak mıyım?
şaşırmayacak mısın?
şaşırmayacak mı?
şaşırmayacak mıyız?
şaşırmayacak mısınız?
şaşırmayacaklar mı?

Examples of şaşırmak

Example in TurkishTranslation in English
Bana bir iyilik yap ve ne zaman başlayacağını söyle. Çünkü şaşırmak istemiyor... # Moon River!Oh, and just do me a favor and tell me when you're about to begin because I don't wanna be surpri...
Birinin başkasının DNA'sının patentini almasına gelince buna şaşırmak için inatçı, bunak bir ihtiyar olmanıza gerek yok.The idea of one person getting a patent on somebody else's D.N.A.- Well, you don't have to be a senile old goat... to be befuddled by that.
Biz şaşırmak istemiyoruz ama. - Şaşırmak istemiyorum, Larry.Yeah, I don't wanna be surprised, Larry.
Demek istediğim, ne diye o kadar şaşırmak zorundaydın?I mean, why do you have to act so surprised?
Ama, Mustang'ı kullanan şu ufak tefek adamı, kolunun altında bir çerçeveyle bulursak, büyük ihtimalle hırsızı da yakalamış oluruz. Değil mi? - Çok şaşırırım.But if we find the driver of the Mustang with the painting we'll have our thief no doubt.
Atosyalılar'ın kayboluşuyla bir ilgileri varsa çok şaşırırım.I'd be very surprised if they had anything to do with the disappearance of the athosians.
Başka bir emlakçi henüz teklif almadıysa şaşırırım doğrusu.I'd be surprised if another agent doesn't already have an offer.
Bunu yarına bıraksak daha iyi olacak Watson. Sabahleyin Brook Sokağı'ndan yeni bir haber gelmezse buna şaşırırım.I think we can sleep on this Watson but I should be surprised if we do not hear from Brook Street in the morning.
Eğer beni kovmazsa şaşırırım.She'll surprise me if she doesn't kick me out.
- Görsen şaşırırsın.- You do not know everything.
- Sana masasının başında çalışırken kaç tane Amerikalının öldüğünü söylesem şaşırırsın.I don't have to remind you how many Americans lost their lives... just showing up for work one morning in September, do I? - That's right. - No, I didn't think so.
90 saniyede yapabileceklerime şaşırırsın.You'd be surprised what I can do in 90 seconds.
Ama insanların birkaç yüz dolarla neler yapabileceğine şaşırırsın.But it's amazing what people will do for a few hundred grand.
Bazı dostlarının yaptıkları karşısında şaşırırsın.You'd be surprised what some folks are willing to do.
"Jennifer Li İntihar Etti." Anıt sayfasına da paylanmamana şaşırdım.I'm surprised you didn't troll her memorial page.
"Sevgili Harriet bu aşk dolu birlikteliğimizde kalbim o kadar hızlı atıyor ki, seni uyandırmadığıma şaşırdım.It says: "My darling Harriet to think that I waited to you to consumate our loving relationship makes my heart beat so loud, I'm surprised I didn't wake you up.
"Taksi Şoförü"nü kiralamadığınıza şaşırdım.I'm surprised you didn't rent "Taxi Driver."
- Altını ıslatmamana şaşırdım.- Surprised you didn't wet yourself.
- Benim istediğimden değil ama daha çok " Selam Babs, o kadar yaşlısın ki buraya bir tabutla getirilmediğine şaşırdım." demene alışığım."l'm surprised they didn't carry you here in a coffin."

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'do':

None found.