Şaşırmak (to do) conjugation

Turkish
19 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
şaşırırım
I do
şaşırırsın
you do
şaşırır
he/she/it does
şaşırırız
we do
şaşırırsınız
you all do
şaşırırlar
they do
Future tense
şaşıracağım
I will do
şaşıracaksın
you will do
şaşıracak
he/she/it will do
şaşıracağız
we will do
şaşıracaksınız
you all will do
şaşıracaklar
they will do
Present continuous tense
şaşırıyorum
I am doing
şaşırıyorsun
you are doing
şaşırıyor
he/she/it is doing
şaşırıyoruz
we are doing
şaşırıyorsunuz
you all are doing
şaşırıyorlar
they are doing
Past tense
şaşırdım
I did
şaşırdın
you did
şaşırdı
he/she/it did
şaşırdık
we did
şaşırdınız
you all did
şaşırdılar
they did
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
şaşırıyordum
I was doing
şaşırıyordun
you were doing
şaşırıyordu
he/she/it was doing
şaşırıyorduk
we were doing
şaşırıyordunuz
you all were doing
şaşırıyorlardı
they were doing
Present negative tense
şaşırmam
I do not do
şaşırmazsın
you do not do
şaşırmaz
he/she/it do not do
şaşırmayız
we do not do
şaşırmazsınız
you all do not do
şaşırmazlar
they do not do
Present continuous negative tense
şaşırmıyorum
I am not doing
şaşırmıyorsun
you are not doing
şaşırmıyor
he/she/it is not doing
şaşırmıyoruz
we are not doing
şaşırmıyorsunuz
you all are not doing
şaşırmıyorlar
they are not doing
Past negative tense
şaşırmadım
I did not do
şaşırmadın
you did not do
şaşırmadı
he/she/it did not do
şaşırmadık
we did not do
şaşırmadınız
you all did not do
şaşırmadılar
they did not do
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
şaşırmıyordum
I was not doing
şaşırmıyordun
you were not doing
şaşırmıyordu
he/she/it was not doing
şaşırmıyorduk
we were not doing
şaşırmıyordunuz
you all were not doing
şaşırmıyordular
they were not doing
Future negative tense
şaşırmayacağım
I will not do
şaşırmayacaksın
you will not do
şaşırmayacak
he/she/it will not do
şaşırmayacağız
we will not do
şaşırmayacaksınız
you all will not do
şaşırmayacaklar
they will not do
Present interrogative tense
şaşırır mıyım?
do I do?
şaşırır mısın?
do you do?
şaşırır mı?
does he/she do?
şaşırır mıyız?
do we do?
şaşırır mısınız?
do you all do?
şaşırırlar mı?
do they do?
Present continuous interrogative tense
şaşırıyor muyum?
am I doing?
şaşırıyor musun?
are you doing?
şaşırıyor mu?
is he/she doing?
şaşırıyor muyuz?
are we doing?
şaşırıyor musunuz?
are you all doing?
şaşırıyorlar mı?
are they doing?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
şaşırdım mı?
did I do?
şaşırdın mı?
did you do?
şaşırdı mı?
did he/she do?
şaşırdık mı?
did we do?
şaşırdınız mı?
did you all do?
şaşırdılar mı?
did they do?
Past continuous interrogative tense
şaşırıyor muydum?
was I doing?
şaşırıyor muydun?
were you doing?
şaşırıyor muydu?
was he/she doing?
şaşırıyor muyduk?
were we doing?
şaşırıyor muydunuz?
were you all doing?
şaşırıyorlar mıydı?
were they doing?
Future interrogative tense
şaşıracak mıyım?
will I do?
şaşıracak mısın?
will you do?
şaşıracak mı?
will he/she do?
şaşıracak mıyız?
will we do?
şaşıracak mısınız?
will you all do?
şaşıracaklar mı?
will they do?
Present negative interrogative tense
şaşırmaz mıyım?
do I not do?
şaşırmaz mısın?
do you not do?
şaşırmaz mı?
does he/she not do?
şaşırmaz mıyız?
do we not do?
şaşırmaz mısınız?
do you all not do?
şaşırmazlar mı?
do they not do?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
şaşırmıyor muyum?
am I not doing?
şaşırmıyor musun?
are you not doing?
şaşırmıyor mu?
is he/she not doing?
şaşırmıyor muyuz?
are we not doing?
şaşırmıyor musunuz?
are you all not doing?
şaşırmıyorlar mı?
are they not doing?
Past negative interrogative tense
şaşırmadım mı?
did I not do?
şaşırmadın mı?
did you not do?
şaşırmadı mı?
did he/she not do?
şaşırmadık mı?
did we not do?
şaşırmadınız mı?
did you all not do?
şaşırmadılar mı?
did they not do?
Past continuous negative interrogative tense
şaşırmıyor muydum?
was I not doing?
şaşırmıyor muydun?
were you not doing?
şaşırmıyor muydu?
was he/she not doing?
şaşırmıyor muyduk?
were we not doing?
şaşırmıyor muydunuz?
were you all not doing?
şaşırmıyorlar mıydı?
were they not doing?
Future negative interrogative tense
şaşırmayacak mıyım?
will I not do?
şaşırmayacak mısın?
will you not do?
şaşırmayacak mı?
will he/she not do?
şaşırmayacak mıyız?
will we not do?
şaşırmayacak mısınız?
will you all not do?
şaşırmayacaklar mı?
will they not do?

Examples of şaşırmak

Example in TurkishTranslation in English
Bana bir iyilik yap ve ne zaman başlayacağını söyle. Çünkü şaşırmak istemiyor... # Moon River!Oh, and just do me a favor and tell me when you're about to begin because I don't wanna be surpri...
Birinin başkasının DNA'sının patentini almasına gelince buna şaşırmak için inatçı, bunak bir ihtiyar olmanıza gerek yok.The idea of one person getting a patent on somebody else's D.N.A.- Well, you don't have to be a senile old goat... to be befuddled by that.
Biz şaşırmak istemiyoruz ama. - Şaşırmak istemiyorum, Larry.Yeah, I don't wanna be surprised, Larry.
Demek istediğim, ne diye o kadar şaşırmak zorundaydın?I mean, why do you have to act so surprised?
Ama, Mustang'ı kullanan şu ufak tefek adamı, kolunun altında bir çerçeveyle bulursak, büyük ihtimalle hırsızı da yakalamış oluruz. Değil mi? - Çok şaşırırım.But if we find the driver of the Mustang with the painting we'll have our thief no doubt.
Atosyalılar'ın kayboluşuyla bir ilgileri varsa çok şaşırırım.I'd be very surprised if they had anything to do with the disappearance of the athosians.
Başka bir emlakçi henüz teklif almadıysa şaşırırım doğrusu.I'd be surprised if another agent doesn't already have an offer.
Bunu yarına bıraksak daha iyi olacak Watson. Sabahleyin Brook Sokağı'ndan yeni bir haber gelmezse buna şaşırırım.I think we can sleep on this Watson but I should be surprised if we do not hear from Brook Street in the morning.
Eğer beni kovmazsa şaşırırım.She'll surprise me if she doesn't kick me out.
- Görsen şaşırırsın.- You do not know everything.
- Sana masasının başında çalışırken kaç tane Amerikalının öldüğünü söylesem şaşırırsın.I don't have to remind you how many Americans lost their lives... just showing up for work one morning in September, do I? - That's right. - No, I didn't think so.
90 saniyede yapabileceklerime şaşırırsın.You'd be surprised what I can do in 90 seconds.
Ama insanların birkaç yüz dolarla neler yapabileceğine şaşırırsın.But it's amazing what people will do for a few hundred grand.
Bazı dostlarının yaptıkları karşısında şaşırırsın.You'd be surprised what some folks are willing to do.
"Jennifer Li İntihar Etti." Anıt sayfasına da paylanmamana şaşırdım.I'm surprised you didn't troll her memorial page.
"Sevgili Harriet bu aşk dolu birlikteliğimizde kalbim o kadar hızlı atıyor ki, seni uyandırmadığıma şaşırdım.It says: "My darling Harriet to think that I waited to you to consumate our loving relationship makes my heart beat so loud, I'm surprised I didn't wake you up.
"Taksi Şoförü"nü kiralamadığınıza şaşırdım.I'm surprised you didn't rent "Taxi Driver."
- Altını ıslatmamana şaşırdım.- Surprised you didn't wet yourself.
- Benim istediğimden değil ama daha çok " Selam Babs, o kadar yaşlısın ki buraya bir tabutla getirilmediğine şaşırdım." demene alışığım."l'm surprised they didn't carry you here in a coffin."

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'do':

None found.
Learning languages?