Belki siz Doktor, Tedaviyi üstlenmek ister misiniz? | Perhaps you, Doctor, would condescend to take over? |
Bir çeşit davayı üstlenmek. | Sort of take over the case. |
Bu sırada da Don Carini'nin aklı başına gelir ve ailenin liderliğini üstlenmek için daha iyi birilerinin olduğunu anlar. | In the meantime, Don Carini comes to his senses and realizes there's better qualified candidates to take over the family. |
Halka sizi bizim kaçırmadığımızı, duyurarak. Şimdi Alia senin kendi-- isteğinle geldiğini iddia edecek, Bene Gesserit temsilcisi olarak... gönderilmiş... oğlumun eğitimini üstlenmek üzere. | By announcing publicly that we did not kidnap you, as Alia now alleges... that you came of your own free will, an emissary of the Bene Gesserit... sent to... take over the education of my son. |
Kuşların muazzam yokoluşundan önce memeliler gibi başarılı olmuşlardı. Fakat bununda ötesinde, onlar büyüktü. Avcı dinazorların rollerini üstlenmek için yeterince büyüktüler. | Since the great extinction, birds have been a success like mammals but, what is more, they have got big - big enough to take over the role of the predatory dinosaurs. |
Gelemezsem görevi sen üstlenirsin. | If I don't, you'll have to take over. |
Ya yeni bir ev arkadaşı bulursun ya da benim depozitomu da üstlenirsin. | Either find another roommate Or you can take over my deposit |
José Dolores ihtilali üstlenir ve çeşitli zaferler kazanan yeni bir ordu örgütler. | José Dolores takes over the revolution... and organizes a new army that wins some victories. |
Kendi hür irademle aile işlerini üstlendim. | I took over the family business on my own free will. |
Sadece işi ben üstlendim. | I just sort of took over. |