- Sadece çoğalmak istedikleri zaman. | - Only while multiplying. |
Bağışıklık sistemimiz yanıt vermediğinde bile, bunun gibi bir mantar-- ya da size örneğini verdiğim asperjiloz-- ...çoğalmak için doğru ortama ihtiyaç duymuyorlar mı ? | l mean, even in the absence of an immunoresponse, a fungi like this one or the aspergillus, don't they need the right environment to multiply? |
Benim görüşüm canlılar bir şekilde çoğalmak zorundalar. | And, in my experience, living beings have to multiply in some way. |
Dünya'yı bizden sonraki nesillere devretmeden önce... verimli olmak ve çoğalmak ve yeniden doldurmak için mi? | To be fruitful and multiply and replenish the earth before giving way to our generations? |
Ruhsal bir vampir yarattığımı yaşamak ve çoğalmak için akıl emen bir canavar yarattığımın farkına vardım. | I now know that I have created a mental vampire, a fiend that needs to drain the intellect... to survive and multiply. |
Ben ölmem, çoğalırım! | I don't die, I multiply! |
Benzersizdir, yıllarca uyku halinde kalabilir ve hayata döndüğünde yayılır, bölünür, çoğalır.. ...ve seni canlı canlı yer. | It's unique, it can remain asleep for years and when it comes to life it spreads, it divides, it multiplies and it can eat you alive. |
Hastalık yeni bir konakçıda çoğalır, kırmızı kan hücrelerini bozarak yüksek ateşe neden olur - ...bu ateş, her yıl milyonlarca kişiye tesir eder ve binlerce insanı öldürür. | The disease multiplies in a new host, rupturing red blood cells and causing severe fever - fever that affects millions and kills thousands of people each year. |
Ben koyunla çoğaldım. | I multiplied with sheep. |