Bak, üzerinize çok gelmek istemiyoruz. | Look, uh, we don't wanna come down too hard on you guys. |
Koşunu izlemeye gelmediğim için beni affet, aslında çok gelmek isterdim. | You must please pardon my not coming to see you run, much as I would like to do so. |
Los Angeles'taki kliniğimizin reklâm çalışmaları için çok çalışıyor ama o da çok gelmek istiyordu. | She-She does a lot of work promoting our clinic back in L.A., so- But she really wanted to come. |
Ben de çok gelirim ve seni hiç görmedim | I come here a lot and I've never seen you here. I don't know why I keep doing that. |
- Baban niye çok gelir ki buralara? | -What does your father do for a living anyway? |
Buraya, bizimle olmak istemediğinde... - ...ki oldukça çok gelir. | He comes here when he doesn't wanna be with us which is pretty much all the time. |
Luna hakkında soru sormak için üstüne çok geldim. Olanlardan haberim yoktu. | I came on really strong, asking questions about Luna, and I didn't know. |