| Bunu çerçevelemek yapamıyorsanız, belki biz de hızlandırabilir. | If we can not frame it, maybe we can speed it up. |
| ...yıllıklar, bir daha hiç giymeyeceğim kazaklar,.. ...resimler, çerçeveler. | And pictures and picture frames. |
| Altın çerçeveler memurlara çok yakışır. | Gold frames are perfect for clerks. |
| Alüminyum çerçeveler mi? | Aluminium window-frames? |
| Ama eğer onu kapatırsak, ışığı yansıtmaz. Ve yüzünü çerçeveler. | But if we covered it... it wouldn't catch the light, and it frames your face. |
| Anlaşılan o ki, tüm 5x7 çerçeveler, 7x5 boyunda gelmiş. | Apparently, all the 5x7 frames came in 7x5. |
| Ben için yıllık kitabımdaki resmimi çerçeveledim ve düşüncelerini almak istedim. | I framed my yearbook photo for Ben, and I just wanted your thoughts. |
| Hayatımın kurtuluşunu çerçeveledim. Ve bu, Doyle'un bu ofiste olduğuna dair bir anımsatıcı. | This I framed for saving my life and as a reminder that something of Doyle's is here in our office. |
| Sen gelmeden çerçeveledim. | - Like it? I framed it before you got here. |
