Artık öyle çağırılmak istemiyor. | He doesn't want to be called Angie any more. |
Kendi oğlunun doğum günü partisine davetiyeyle çağırılmak garip değil mi sence? | - Yeah. You don't think it's weird to receive an invitation To your son's birthday party in the mail? |
Tekrar paslı olarak çağırılmak istemem. | I don't wanna be called rusty again. |
Birkaç ay içinde bitmezse ben de çağırılırım. | I'll be called myself, if it doesn't end in a few months. |
İçişlerine çağırılırım ve doğruyu söylersem sen yanarsın,.... ...söylemezsem kendimi yakarım. | I get called down to I.A., and if I tell the truth, I jam you up, and if I don't tell the truth, I jam myself up. |
Bir kahraman yaptıkları sonucu kahraman olarak çağırılır. | A hero gets called a hero because of what he does. |
20 yaşındayken, savaşa çağırıldım ve 22'de, geri dönemedim. | At 20, I am sent to war and at 22, I didn't return. |
Jüri görevine çağırıldım. | I did get called in to jury duty. |