Yuvarlamak (to roll) conjugation

Turkish
13 examples

Conjugation of yuvarlamak

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yuvarlarım
I roll
yuvarlarsın
you roll
yuvarlar
he/she/it rolls
yuvarlarız
we roll
yuvarlarsınız
you all roll
yuvarlarlar
they roll
Past tense
yuvarlatım
I rolled
yuvarlatın
you rolled
yuvarlatı
he/she/it rolled
yuvarlatık
we rolled
yuvarlatınız
you all rolled
yuvarlatılar
they rolled
Future tense
yuvarlaacağım
I will roll
yuvarlaacaksın
you will roll
yuvarlaacak
he/she/it will roll
yuvarlaacağız
we will roll
yuvarlaacaksınız
you all will roll
yuvarlaacaklar
they will roll
Present continuous tense
yuvarlaıyorum
I am rolling
yuvarlaıyorsun
you are rolling
yuvarlaıyor
he/she/it is rolling
yuvarlaıyoruz
we are rolling
yuvarlaıyorsunuz
you all are rolling
yuvarlaıyorlar
they are rolling
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yuvarlaıyordum
I was rolling
yuvarlaıyordun
you were rolling
yuvarlaıyordu
he/she/it was rolling
yuvarlaıyorduk
we were rolling
yuvarlaıyordunuz
you all were rolling
yuvarlaıyorlardı
they were rolling
Present negative tense
yuvarlamam
I do not roll
yuvarlamazsın
you do not roll
yuvarlamaz
he/she/it do not roll
yuvarlamayız
we do not roll
yuvarlamazsınız
you all do not roll
yuvarlamazlar
they do not roll
Present continuous negative tense
yuvarlamıyorum
I am not rolling
yuvarlamıyorsun
you are not rolling
yuvarlamıyor
he/she/it is not rolling
yuvarlamıyoruz
we are not rolling
yuvarlamıyorsunuz
you all are not rolling
yuvarlamıyorlar
they are not rolling
Past negative tense
yuvarlamadım
I did not roll
yuvarlamadın
you did not roll
yuvarlamadı
he/she/it did not roll
yuvarlamadık
we did not roll
yuvarlamadınız
you all did not roll
yuvarlamadılar
they did not roll
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yuvarlamıyordum
I was not rolling
yuvarlamıyordun
you were not rolling
yuvarlamıyordu
he/she/it was not rolling
yuvarlamıyorduk
we were not rolling
yuvarlamıyordunuz
you all were not rolling
yuvarlamıyordular
they were not rolling
Future negative tense
yuvarlamayacağım
I will not roll
yuvarlamayacaksın
you will not roll
yuvarlamayacak
he/she/it will not roll
yuvarlamayacağız
we will not roll
yuvarlamayacaksınız
you all will not roll
yuvarlamayacaklar
they will not roll
Present interrogative tense
yuvarlar mıyım?
do I roll?
yuvarlar mısın?
do you roll?
yuvarlar mı?
does he/she roll?
yuvarlar mıyız?
do we roll?
yuvarlar mısınız?
do you all roll?
yuvarlarlar mı?
do they roll?
Present continuous interrogative tense
yuvarlaıyor muyum?
am I rolling?
yuvarlaıyor musun?
are you rolling?
yuvarlaıyor mu?
is he/she rolling?
yuvarlaıyor muyuz?
are we rolling?
yuvarlaıyor musunuz?
are you all rolling?
yuvarlaıyorlar mı?
are they rolling?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yuvarlatım mı?
did I roll?
yuvarlatın mı?
did you roll?
yuvarlatı mı?
did he/she roll?
yuvarlatık mı?
did we roll?
yuvarlatınız mı?
did you all roll?
yuvarlatılar mı?
did they roll?
Past continuous interrogative tense
yuvarlaıyor muydum?
was I rolling?
yuvarlaıyor muydun?
were you rolling?
yuvarlaıyor muydu?
was he/she rolling?
yuvarlaıyor muyduk?
were we rolling?
yuvarlaıyor muydunuz?
were you all rolling?
yuvarlaıyorlar mıydı?
were they rolling?
Future interrogative tense
yuvarlaacak mıyım?
will I roll?
yuvarlaacak mısın?
will you roll?
yuvarlaacak mı?
will he/she roll?
yuvarlaacak mıyız?
will we roll?
yuvarlaacak mısınız?
will you all roll?
yuvarlaacaklar mı?
will they roll?
Present negative interrogative tense
yuvarlamaz mıyım?
do I not roll?
yuvarlamaz mısın?
do you not roll?
yuvarlamaz mı?
does he/she not roll?
yuvarlamaz mıyız?
do we not roll?
yuvarlamaz mısınız?
do you all not roll?
yuvarlamazlar mı?
do they not roll?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yuvarlamıyor muyum?
am I not rolling?
yuvarlamıyor musun?
are you not rolling?
yuvarlamıyor mu?
is he/she not rolling?
yuvarlamıyor muyuz?
are we not rolling?
yuvarlamıyor musunuz?
are you all not rolling?
yuvarlamıyorlar mı?
are they not rolling?
Past negative interrogative tense
yuvarlamadım mı?
did I not roll?
yuvarlamadın mı?
did you not roll?
yuvarlamadı mı?
did he/she not roll?
yuvarlamadık mı?
did we not roll?
yuvarlamadınız mı?
did you all not roll?
yuvarlamadılar mı?
did they not roll?
Past continuous negative interrogative tense
yuvarlamıyor muydum?
was I not rolling?
yuvarlamıyor muydun?
were you not rolling?
yuvarlamıyor muydu?
was he/she not rolling?
yuvarlamıyor muyduk?
were we not rolling?
yuvarlamıyor muydunuz?
were you all not rolling?
yuvarlamıyorlar mıydı?
were they not rolling?
Future negative interrogative tense
yuvarlamayacak mıyım?
will I not roll?
yuvarlamayacak mısın?
will you not roll?
yuvarlamayacak mı?
will he/she not roll?
yuvarlamayacak mıyız?
will we not roll?
yuvarlamayacak mısınız?
will you all not roll?
yuvarlamayacaklar mı?
will they not roll?

Examples of yuvarlamak

Example in TurkishTranslation in English
Balinayı suya yuvarlamak için şehrin en güçlü adamları lazım.Okay, we'll need the town's strongest men to roll the whale back in the water.
Bay Paris, gemiyi yuvarlamak için Voyager'da yeterli enerji kaldı mı?Mr. Paris, do we have enough power to take Voyager into a roll?
Hayır, sanırım yapman gereken, pipinin üzerinde yuvarlamak.Doesn't it give any other directions? No. It looks like you're just supposed to roll it over your wiener.
Hayır...ama içki içmek ve bir şeyleri yuvarlamak öyleNo... but getting drunk and rolling stuff is.
Hepsinin kaplarını hazırlamanın ardından yapman gereken hamuru yoğurmak, yuvarlamak ve içlerini doldurmak.Uh, but I made the pie crust in bulk, so it was just a question of rolling and kneading and filling.
Dilimi yuvarlarım.I slow my roll.
Eğer elektrikler kesilirse, gözlerimi yuvarlarım çıkışa kadar beni takip edersin.If there's a power cut, I'll roll me eyes and you can follow me out to the exit.
Gerekirse seni ben yuvarlarım.Well, I'll roll you if I have to.
Maine'e gidip şovumu yapacağım belki bir ıstakoz rulo alırım bir motel odası tutar sonra da konyakla beraber üç tane yuvarlarım bunlardan.I'm going to Maine, I'm gonna do my show, get a lobster roll, maybe, get a motel room and then throw three of these things down my head with some cognac.
O çengel atışlar yapar, ben düz yuvarlarım.He's a hook guy, I'm a straight roller.
Sen beni yuvarlarsın, ben de yiyecek içecekleri içeri taşırım.You roll me over, I bring in the groceries.
Banka müdürü dediğin projeye dahil olur, kendini ve itibarını tehlikeye atar, her şeyini riske atar, zarlarını oyuna yuvarlar!A bank manager gets involved with the project, he sticks his neck out, he risks his reputation, goes for broke, he rolls the bones!
Dişi bir tane yumurta bırakır ve erkeğin altına yuvarlar.The female lays a single egg and rolls it onto the feet of the male.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'roll':

None found.
Learning languages?