Get a Turkish Tutor
to make do
Ama burada elimizdekiyle yetinmek durumundayız.
But we're just gonna have to make do with what we got here.
Ama keklik Auteuil'de çok değerlidir su teresi ve uskunla yetinmek durumundasınız.
But partridge is so dear in Auteuil madam will have to make do with the watercress and rhubarb
Ama o zamana kadar, sanırım büyükkannenin aşkıyla yetinmek zorunda kalacaksın.
But until then, I guess you're just gonna Have to make do with the love of your old grandma.
Ama senin gibi bir kızla flört etmem imkansız. Yani onunla yetinmek zorundayım.
But I can't flirt with girls like you... so I have to make do with her.
Biz de cinayet silahıyla çıkmaya çalışmanla yetinmek zorunda kalırız.
We just have to make do with you trying to leave with the murder weapon.
Ben hala çiçeklerle yetinirim.
I still make do with flowers.
sende charlei chaplin ile yetinirsin.
You make do with that Charlie!
Yaprak Adam elindekiyle yetinir.
A Leafman makes do.
Ortalık biraz sıkışıktı ama elimdekilerle yetindim.
It am a little cramped, but I made do with what I had.