Benim karlarım saf beyaz un... ve yağmurlarım tuz ve yağ. | My snows are pure white flour, and my rains are salt and cooking oil. |
"...yağmurlar yüzünden aşınmıştır." | "by rains that often last long." |
"Ama yağmurlar alevleri yükseltti, bu nasıl bir ıslanma." | "but what the rains start a fire... how douses it?" |
- Rex en başarılı durumda iken birgün, yağmurlar vadiyi doldurup sele yol açtı. | - [Fly] A while back when Rex am in his prime, the winter rains brought a great flood to the valley. |
...fakat ağır yağmurlar onu geçici bir süre yere indirdi. | ...but heavy rains have temporarily grounded her. |
9 aylık kuraklığın ardından, nihayet yağmurlar geldi. | After nine months of drought, at last the rains have arrived. |