Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Yaratmak (to create) conjugation

Turkish
20 examples
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yaratırım
yaratırsın
yaratır
yaratırız
yaratırsınız
yaratırlar
Past tense
yarattım
yarattın
yarattı
yarattık
yarattınız
yarattılar
Future tense
yaratacağım
yaratacaksın
yaratacak
yaratacağız
yaratacaksınız
yaratacaklar
Present continuous tense
yaratıyorum
yaratıyorsun
yaratıyor
yaratıyoruz
yaratıyorsunuz
yaratıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yaratıyordum
yaratıyordun
yaratıyordu
yaratıyorduk
yaratıyordunuz
yaratıyorlardı
Present negative tense
yaratmam
yaratmazsın
yaratmaz
yaratmayız
yaratmazsınız
yaratmazlar
Present continuous negative tense
yaratmıyorum
yaratmıyorsun
yaratmıyor
yaratmıyoruz
yaratmıyorsunuz
yaratmıyorlar
Past negative tense
yaratmadım
yaratmadın
yaratmadı
yaratmadık
yaratmadınız
yaratmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yaratmıyordum
yaratmıyordun
yaratmıyordu
yaratmıyorduk
yaratmıyordunuz
yaratmıyordular
Future negative tense
yaratmayacağım
yaratmayacaksın
yaratmayacak
yaratmayacağız
yaratmayacaksınız
yaratmayacaklar
Present interrogative tense
yaratır mıyım?
yaratır mısın?
yaratır mı?
yaratır mıyız?
yaratır mısınız?
yaratırlar mı?
Present continuous interrogative tense
yaratıyor muyum?
yaratıyor musun?
yaratıyor mu?
yaratıyor muyuz?
yaratıyor musunuz?
yaratıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yarattım mı?
yarattın mı?
yarattı mı?
yarattık mı?
yarattınız mı?
yarattılar mı?
Past continuous interrogative tense
yaratıyor muydum?
yaratıyor muydun?
yaratıyor muydu?
yaratıyor muyduk?
yaratıyor muydunuz?
yaratıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
yaratacak mıyım?
yaratacak mısın?
yaratacak mı?
yaratacak mıyız?
yaratacak mısınız?
yaratacaklar mı?
Present negative interrogative tense
yaratmaz mıyım?
yaratmaz mısın?
yaratmaz mı?
yaratmaz mıyız?
yaratmaz mısınız?
yaratmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yaratmıyor muyum?
yaratmıyor musun?
yaratmıyor mu?
yaratmıyor muyuz?
yaratmıyor musunuz?
yaratmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
yaratmadım mı?
yaratmadın mı?
yaratmadı mı?
yaratmadık mı?
yaratmadınız mı?
yaratmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
yaratmıyor muydum?
yaratmıyor muydun?
yaratmıyor muydu?
yaratmıyor muyduk?
yaratmıyor muydunuz?
yaratmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
yaratmayacak mıyım?
yaratmayacak mısın?
yaratmayacak mı?
yaratmayacak mıyız?
yaratmayacak mısınız?
yaratmayacaklar mı?

Examples of yaratmak

Example in TurkishTranslation in English
"..eğer bir yazar veya sanatçı birşeyler yaratmak isterse.. ..önce içindeki yaratıcı ruhu bulmalıdır.""...that every writer or artist must experience in the creative mood if he is to create anything at all,"
"Ben de bir çift yaratmak istiyorum""I too want to create a pair"
"Birlikte kusursuz dünyayı yaratmak için...""To create an ideal world together,"
"Sıradan bir hayat yaratmak için çaba sarfettik.""We made efforts to create some kind of ordinary life.
"oyunu düşünüp karakterlerini yaratmak için." diye düşünürdüm."To think up the game and to create the characters."
"Minotor Bulmaca" oyununu ben yarattım.I created the "Riddle of the Minotaur" game.
"İnsanları öldüren birşey" yarattım.I have created "something that kills people".
'Yeni bir hayat yarattım.''So I created a new life.'
- "Onu ben yarattım!"- "I created her."
- Ama ben yarattım sizi.- But I created you!
Bir daha bu gücü kullanmamı gerektirmeyecek bir gelecek yaratacağım.I will create a future where I won't have to use this power ever again.
Bir sonraki seviyede "kendim bir şey yaratacağım" fikrini ekelim.Then the next level down, we feed him, "I will create something for myself."
Daha çok dünya yaratacağım.I will create more worlds.
Günün birinde bir kadın yaratacağım ve her şey daha kolay olacak.Someday I will create a woman and it will be easier.
Hakikaten... doğum sürecinin en harika taklidini yaratacağım.Indeed... I will create the greatest mockery of the birthing process.
- Bu özel vitrinde - bir tablo yaratıyorum.In this particular window, I am creating a... a picture.
...Sağdan ve soldan düşmanlar yaratıyorum.I am creating enemies left and right.
Ayrılıkçı İttifaktaki şefkatli dostlarımın yardımı sayesinde canlı yaratıyorum.Thanks to the support of my compassionate friends in the Separatist Alliance, I am creating life.
Bir şeyler yaratıyorum.I am creating something.
Kendi tarzımı yaratıyorum.I am creating my own signature journalistic style, Louis.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'create':

None found.