Yaklaşmak (to approach) conjugation

Turkish
30 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
yaklaşırım
I approach
yaklaşırsın
you approach
yaklaşır
he/she/it approaches
yaklaşırız
we approach
yaklaşırsınız
you all approach
yaklaşırlar
they approach
Future tense
yaklaşacağım
I will approach
yaklaşacaksın
you will approach
yaklaşacak
he/she/it will approach
yaklaşacağız
we will approach
yaklaşacaksınız
you all will approach
yaklaşacaklar
they will approach
Present continuous tense
yaklaşıyorum
I am approaching
yaklaşıyorsun
you are approaching
yaklaşıyor
he/she/it is approaching
yaklaşıyoruz
we are approaching
yaklaşıyorsunuz
you all are approaching
yaklaşıyorlar
they are approaching
Past tense
yaklaştım
I approached
yaklaştın
you approached
yaklaştı
he/she/it approached
yaklaştık
we approached
yaklaştınız
you all approached
yaklaştılar
they approached
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
yaklaşıyordum
I was approaching
yaklaşıyordun
you were approaching
yaklaşıyordu
he/she/it was approaching
yaklaşıyorduk
we were approaching
yaklaşıyordunuz
you all were approaching
yaklaşıyorlardı
they were approaching
Present negative tense
yaklaşmam
I do not approach
yaklaşmazsın
you do not approach
yaklaşmaz
he/she/it do not approach
yaklaşmayız
we do not approach
yaklaşmazsınız
you all do not approach
yaklaşmazlar
they do not approach
Present continuous negative tense
yaklaşmıyorum
I am not approaching
yaklaşmıyorsun
you are not approaching
yaklaşmıyor
he/she/it is not approaching
yaklaşmıyoruz
we are not approaching
yaklaşmıyorsunuz
you all are not approaching
yaklaşmıyorlar
they are not approaching
Past negative tense
yaklaşmadım
I did not approach
yaklaşmadın
you did not approach
yaklaşmadı
he/she/it did not approach
yaklaşmadık
we did not approach
yaklaşmadınız
you all did not approach
yaklaşmadılar
they did not approach
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
yaklaşmıyordum
I was not approaching
yaklaşmıyordun
you were not approaching
yaklaşmıyordu
he/she/it was not approaching
yaklaşmıyorduk
we were not approaching
yaklaşmıyordunuz
you all were not approaching
yaklaşmıyordular
they were not approaching
Future negative tense
yaklaşmayacağım
I will not approach
yaklaşmayacaksın
you will not approach
yaklaşmayacak
he/she/it will not approach
yaklaşmayacağız
we will not approach
yaklaşmayacaksınız
you all will not approach
yaklaşmayacaklar
they will not approach
Present interrogative tense
yaklaşır mıyım?
do I approach?
yaklaşır mısın?
do you approach?
yaklaşır mı?
does he/she approach?
yaklaşır mıyız?
do we approach?
yaklaşır mısınız?
do you all approach?
yaklaşırlar mı?
do they approach?
Present continuous interrogative tense
yaklaşıyor muyum?
am I approaching?
yaklaşıyor musun?
are you approaching?
yaklaşıyor mu?
is he/she approaching?
yaklaşıyor muyuz?
are we approaching?
yaklaşıyor musunuz?
are you all approaching?
yaklaşıyorlar mı?
are they approaching?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
yaklaştım mı?
did I approach?
yaklaştın mı?
did you approach?
yaklaştı mı?
did he/she approach?
yaklaştık mı?
did we approach?
yaklaştınız mı?
did you all approach?
yaklaştılar mı?
did they approach?
Past continuous interrogative tense
yaklaşıyor muydum?
was I approaching?
yaklaşıyor muydun?
were you approaching?
yaklaşıyor muydu?
was he/she approaching?
yaklaşıyor muyduk?
were we approaching?
yaklaşıyor muydunuz?
were you all approaching?
yaklaşıyorlar mıydı?
were they approaching?
Future interrogative tense
yaklaşacak mıyım?
will I approach?
yaklaşacak mısın?
will you approach?
yaklaşacak mı?
will he/she approach?
yaklaşacak mıyız?
will we approach?
yaklaşacak mısınız?
will you all approach?
yaklaşacaklar mı?
will they approach?
Present negative interrogative tense
yaklaşmaz mıyım?
do I not approach?
yaklaşmaz mısın?
do you not approach?
yaklaşmaz mı?
does he/she not approach?
yaklaşmaz mıyız?
do we not approach?
yaklaşmaz mısınız?
do you all not approach?
yaklaşmazlar mı?
do they not approach?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
yaklaşmıyor muyum?
am I not approaching?
yaklaşmıyor musun?
are you not approaching?
yaklaşmıyor mu?
is he/she not approaching?
yaklaşmıyor muyuz?
are we not approaching?
yaklaşmıyor musunuz?
are you all not approaching?
yaklaşmıyorlar mı?
are they not approaching?
Past negative interrogative tense
yaklaşmadım mı?
did I not approach?
yaklaşmadın mı?
did you not approach?
yaklaşmadı mı?
did he/she not approach?
yaklaşmadık mı?
did we not approach?
yaklaşmadınız mı?
did you all not approach?
yaklaşmadılar mı?
did they not approach?
Past continuous negative interrogative tense
yaklaşmıyor muydum?
was I not approaching?
yaklaşmıyor muydun?
were you not approaching?
yaklaşmıyor muydu?
was he/she not approaching?
yaklaşmıyor muyduk?
were we not approaching?
yaklaşmıyor muydunuz?
were you all not approaching?
yaklaşmıyorlar mıydı?
were they not approaching?
Future negative interrogative tense
yaklaşmayacak mıyım?
will I not approach?
yaklaşmayacak mısın?
will you not approach?
yaklaşmayacak mı?
will he/she not approach?
yaklaşmayacak mıyız?
will we not approach?
yaklaşmayacak mısınız?
will you all not approach?
yaklaşmayacaklar mı?
will they not approach?

Examples of yaklaşmak

Example in TurkishTranslation in English
- 1 saat içinde her açıdan yaklaşmak istiyorum.I want approaches from every angle within the hour.
- Bana yaklaşmak istiyorsan...-If you wish to approach me--
- Başkan Hanıma nasıl yaklaşmak iyidir?How best is it to approach Madam President?
- Onun yanına yaklaşmak olanaksız.- Impossible to approach him.
- Yanlardan taktiksel yaklaşmak.- Tactical approach from the rear.
Bir de Stalin'in ne yağacağını düşünüp çeviririm ve aklı başında birinin yapacağı şeye yaklaşırım. Haklısın.And it starts approaching what a sane person would do.
O köpeği bulup bana getirmezsen Yüzüne şu tavayla öyle bir akılcı yaklaşırım ki...I will subtly approach your face with a frying pan if you don't get me that dog,
Ona nasıl yaklaşırım bir fikrin var mı?Any ideas on how I'd approach him with that?
Rus iş adamı olarak yaklaşırım, bir kaç yemek ısmarlarım, ve tahminim bu işi çabuk hallederiz.I approach him as a Russian businessman, buy him a few dinners... and hopefully we end this quick.
Sana en iyi nasıl yaklaşırım ilk önce onun fikrini alayım dedim.I wanted her opinion first about how best to approach you.
Bayan Templeton gibi bir yıldızı sıkıştıramazsın, sadece nazikçe yaklaşırsın.You don't tackle a star like Miss Templeton, you approach her and very tactfully.
Bu arada, sen bu teklifle büyük ebeveynlere yaklaşırsın, böylece onlar paralarını, sizde kızları alırsınız.Meanwhile, you approach the grandparents with this offer- that they keep the money and the allotments and you keep the girls.
Sonra Peyton'a yaklaşırsın.And then you approach peyton.
Ya ona terk etmekle yaklaşırsın ya da hiç.You either approach it with abandon or not at all.
"Dünya döndükçe ahiret yaklaşır."The afterlife approaches and this world passes by.
(Başka bir larva yaklaşır)(Another maggot approaches)
(Bir yaratık yaklaşır)(Some creature approaches)
(siren sesleri yaklaşır)(siren approaches)
- Prenses kanoya yaklaşır--- [ Narrator ] The princess approaches the canoe--
Ama bu arada, soruna çok daha tanıdık bir bakış açısından yaklaşacağım.But in the meantime, I will approach the problem from a familiar perspective.
Böyle göreceksen eğer, sana nasıI yaklaşacağım?If you see like that how I will approach you?
McEwen'ın görebileceği bir yerde sana yaklaşacağım.I will approach you in full view of McEwen.
Ona en büyük tevazuyla yaklaşacağım.I will approach him with the greatest humility.
İlk önce ona yaklaşacağım.I will approach her first
Uygun yerleştirme konumuna yaklaşıyorum.I am approaching optimum deployment position.
Aldığı yaraları kontrol etmek için şüpheliye yaklaştım.I approached the suspect to gauge the degree of injuries inflicted by the gunshots. Your weapon drawn?
Aslında bir tanesine katılmaya yaklaştım.Well, you know, I was approached to join
Açık açık esrar içen beyaz bir erkeğin yanına yaklaştım.I approached a male white for openly smoking marijuana.
Ben de onun grubuna yaklaştım, yapabilir miyim diye merak ediyordum.And as I approached his group, I wondered if I could do it.
Ben de tanımadığım birine ilk kez yaklaştım.It's the first time I ever approached a stranger.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'approach':

None found.
Learning languages?