Get a Turkish Tutor
to approach
- 1 saat içinde her açıdan yaklaşmak istiyorum.
I want approaches from every angle within the hour.
- Bana yaklaşmak istiyorsan...
-If you wish to approach me--
- Başkan Hanıma nasıl yaklaşmak iyidir?
How best is it to approach Madam President?
- Onun yanına yaklaşmak olanaksız.
- Impossible to approach him.
- Yanlardan taktiksel yaklaşmak.
- Tactical approach from the rear.
Bir de Stalin'in ne yağacağını düşünüp çeviririm ve aklı başında birinin yapacağı şeye yaklaşırım. Haklısın.
And it starts approaching what a sane person would do.
O köpeği bulup bana getirmezsen Yüzüne şu tavayla öyle bir akılcı yaklaşırım ki...
I will subtly approach your face with a frying pan if you don't get me that dog,
Ona nasıl yaklaşırım bir fikrin var mı?
Any ideas on how I'd approach him with that?
Rus iş adamı olarak yaklaşırım, bir kaç yemek ısmarlarım, ve tahminim bu işi çabuk hallederiz.
I approach him as a Russian businessman, buy him a few dinners... and hopefully we end this quick.
Sana en iyi nasıl yaklaşırım ilk önce onun fikrini alayım dedim.
I wanted her opinion first about how best to approach you.
Bayan Templeton gibi bir yıldızı sıkıştıramazsın, sadece nazikçe yaklaşırsın.
You don't tackle a star like Miss Templeton, you approach her and very tactfully.
Bu arada, sen bu teklifle büyük ebeveynlere yaklaşırsın, böylece onlar paralarını, sizde kızları alırsınız.
Meanwhile, you approach the grandparents with this offer- that they keep the money and the allotments and you keep the girls.
Sonra Peyton'a yaklaşırsın.
And then you approach peyton.
Ya ona terk etmekle yaklaşırsın ya da hiç.
You either approach it with abandon or not at all.
"Dünya döndükçe ahiret yaklaşır.
"The afterlife approaches and this world passes by.
(Başka bir larva yaklaşır)
(Another maggot approaches)
(Bir yaratık yaklaşır)
(Some creature approaches)
(siren sesleri yaklaşır)
(siren approaches)
- Prenses kanoya yaklaşır--
- [ Narrator ] The princess approaches the canoe--
Aldığı yaraları kontrol etmek için şüpheliye yaklaştım.
I approached the suspect to gauge the degree of injuries inflicted by the gunshots. Your weapon drawn?
Aslında bir tanesine katılmaya yaklaştım.
Well, you know, I was approached to join
Açık açık esrar içen beyaz bir erkeğin yanına yaklaştım.
I approached a male white for openly smoking marijuana.
Ben de onun grubuna yaklaştım, yapabilir miyim diye merak ediyordum.
And as I approached his group, I wondered if I could do it.
Ben de tanımadığım birine ilk kez yaklaştım.
It's the first time I ever approached a stranger.
Ama bu arada, soruna çok daha tanıdık bir bakış açısından yaklaşacağım.
But in the meantime, I will approach the problem from a familiar perspective.
Böyle göreceksen eğer, sana nasıI yaklaşacağım?
If you see like that how I will approach you?
McEwen'ın görebileceği bir yerde sana yaklaşacağım.
I will approach you in full view of McEwen.
Ona en büyük tevazuyla yaklaşacağım.
I will approach him with the greatest humility.
İlk önce ona yaklaşacağım.
I will approach her first
Uygun yerleştirme konumuna yaklaşıyorum.
I am approaching optimum deployment position.