Cooljugator Logo Get a Turkish Tutor

yakınmak

to complain

Looking for learning resources? Study with our courses! Get a full Turkish course →

Conjugation of yakınmak

Ben
Sen
O
Present tense
yakınırım
I complain
yakınırsın
you complain
yakınır
he/she/it complains
Past tense
yakıntım
I complained
-
-
Future tense
yakınacağım
I will complain
-
-
Present continuous tense
yakınıyorum
I am complaining
-
-

Examples of yakınmak

- Benim mi? - Eski sevgilime nişanlımdan yakınmak için geri dönen ben değildim.

- I'm not the one crawling back to my old flame to complain about my future spouse.

- Neden bundan yakınmak zorundasın.

- What do you have to complain about?

Artık senin hakkında yakınmak için gideceği kişi olacak.

Now he's gonna be the guy she goes to, to complain about you.

Aslında yakınmak istediğin şey ne?

What do you really want to complain about, really?

Babasını yeni kaybetmiş bir adamın önünde yakınmak istemediğin için öyle demiyorsun değil mi?

You're not just saying that because you don't want to complain in front of the guy who just lost his father?

Genelde bu yüzden yakınırım.

I'm always complaining about.

Ne olursa olsun, sürekli yakınırım.

I complain all the time, regardless.

Üstelik hâlâ bundan yakınırım.

And... I still complain about it.

Hep evinin küçük olmasından yakınırsın.

You always complain about your small place.

Hep ucu ucuna geçinmekten yakınırsın.

You're always complaining about living hand to mouth.

Pekala,yap öyleyse sonra yakınırsın.

Well, do it, then complain.

Sen Lily'ye işe yaramaz abinin şehirden gittiğini yakınırsın...

You complain to Lily about your worthless brother that left town.

Sevgili Al. Hep akşam yemeği olmadığından yakınırsın.

"Dear Al you always complain there's no dinner.

Dave Grohl ne kadar zor olduğundan hep yakınır.

All Dave grohl complains about is how hard it isn't.

Dört defa reislik için PAN adayı oldu her zaman hilekarlıktan yakınır durur.

He's been the PAN candidate for mayor four times... and always complains about fraud.

Eşim biraz yakınır.

She complains a little.

Herkes yakınır ya.

That's what everybody complains about.

Sekreterim asabi bir virane olduğumdan yakınır.

my secretary complains of my irritability