Get a Turkish Tutor
to vacuum
Bağırsaklarımın içindekileri vakumlamak zorunda kaldılar.
They had to vacuum out the contents of my intestines.
Kör noktalara dezenfekte etmek, kanepeyi vakumlamak.
Disinfectant on the blinds, vacuuming the couch.
Ya da onu vakumlamak.
Or vacuum.
Mühendisler ucuz ve etkili vakumlar üretmede giderek daha becerikli oldular.
The engineers became ever more skilled at creating cheap, efficient vacuums.
Elimden geldiğince çabuk buraya vakumladım.
I vacuumed here as fast as I could.