"Beni hiçbir şey için uyarmak zorunda değilsin dostum." | You don't have to warn me about nothing, man. |
"Buna cesaret ediyorum çünkü size hizmet etmek görevim ve sizi temsil ettiklerini söyleyenlerin doğru olmayan işlerine karşı sizi uyarmak." | "I make bold because it is my duty to serve you "and to warn you of the crooked practices of those who claim to represernt Your Grace." |
# I could not move to warn all the younger soldiers (Kılımı kıpırdatamadım uyarmak için ) # | ## I could not move to warn all the younger soldiers ## |
# Sizi uyarmak için çok çalıştık... | # We tried to warn you all but, oh, dear |
- ..dedi annem. Um,tatlım, Paige aşağıya inmeden, seni uyarmak istiyorum, seçtiği şeyler alıştığımızın dışında. Daha çok yetişkinlere göre. | Um, sweetheart, before Paige comes down, I just wanna warn you, she picked out a few items that are a little more grown-up than usual. |
- Diğerlerini uyarırım. | - l'll warn the others. |
- Hazır mısın Eduardo? - Eskiden yarışırdım, seni uyarırım. | - l warn you l used to race. |
- Sizi uyarırım beyler yalancı şahitliğin cezası sert ve hızlıdır. | - I should warn you gentlemen that perjury laws are swift and severe. |
- Tabii tabii, uyarırım da söylesene, telefon numaramı nasıl buldun? | I'll warn them. I'll, uh... Tell me again. |
Ama her zaman önceden uyarırım. | But I always give a warning. |
Beni uyarırsın, tamam mı? | Just warn me, okay? |
Bir dahaki sefere önce uyarırsın. | A little warning next time. |
Doğrudan uyarırsın. | You... warn. |
Seni bırakırlarsa, diğerlerini uyarırsın. | If they let you go, you could warn the others. |
Tamam, pekala, teorik olarak konuşuyorum, sen Maru'dasın, çünkü burada dikkat çekmeyeceğini düşünüyorsun. ya da Nietzschean'lara gitmek üzeresin. ve Dylan'ın onları öldürmeyi deneyeceği konusunda onları uyarırsın. | Ok, well, theoretically speaking, you're here on the Maru because you're debating whether or not to go over to the Nietzscheans and warn them that Dylan might try to kill them. |
"Bu köprüde," diye uyarır Lorca, "hayat bir rüya değildir. | "On this bridge," Lorca warns "life is not a dream. |
# Elektrik, zemindeki ızgaralardan geçmeden önce bir sinyal... #...fareyi, "dört saniye sonra elektrik şoku gelecek" anlamında... #...uyarır. | Before the electricity passes through the grids... a signal warns the animal... that 4 seconds later the shock will come. |
Ama 70 yaşından sonra Tanrı bizi hazır olmamız için uyarır. | But after three score and ten, the Lord warns us to prepare. |
Bir sahra telsizi, albayı herhangi bir düşman hareketine karşı uyarır. | A field radio warns the colonel of any enemy movement. |
Bu düşmanınızı uyarır ve başka işe yaramaz. | It only warns your enemy and does nothing else. |
! Seni uyardım! | You've been warned! |
"Sürekli uyardım" dedi, "Sonunda yalnız kaldım." | "I warned and warned," he said, "and at last I stood alone." |
# Benden uzak durması için onu uyardım. | # I warned her not to leave me |
- Adalet Bakanlığı'nı uyardım. | -I warned the Ministry of Justice. |
- Allison,seni uyardım. | - Allison, I warned you. |
- Crichton ve Aeryn'ı uyaracağım. | - I will warn Crichton and Aeryn. |
Peki, onları uyaracağım. | Well, It. I will warn them. |
Yinede seni uyaracağım... programları oldukça hareketlidir... bende sana yardımcı olacak birşey ile geldim | I will warn you though... their schedules are pretty hectic... so I've come up with something to help you keep it straight. |
- Bak seni uyarıyorum. | I am warning you. |
- Don Maroni, seni uyarıyorum. | Your son... Don Maroni, I am warning you! |
- Pawan, seni uyarıyorum, Pawan. | - Pawan, I am warning you, Pawan |
- Seni uyarıyorum Javert | - I am warning you, Javert |
- Seni uyarıyorum! | - I am warning you! |