- Neden nereden geldiğini bilmediğim o kızı umursamak zorundayım! | Why on earth do I need to care about a girl that I don't even know! |
Ama tanımadığım birisini umursamak tuhaf geliyor. | Bueelsit f weird to care about someone I don't even know. |
Bakın, bu işe yaramaz komitede biri benim hava trafiği tasarımı umursamak zorunda. | Someone on this fakakta committee's gotta care about my Air Traffic bill. |
Birşey umursamak zorunda değilsin. | You don't have to care about anything. |
Bu aileye dahil olmak, aynı insanları umursamak, ve aynı şeyleri ummaktır. | Except in this family, you care about the same people and hope for the same things. |
- Ben her şeyi umursarım. | - I care about everything. |
- Hayatımda bazı tutkular arıyor olabilirim, ama Chris' i umursarım, ama kim bunu yaptıysa adaletin yerine gelmesini isterim. | I may have been looking for some passion in my life, but I care about Chris, and I want whoever did this brought to justice. |
Arkadaşlarımı umursarım. | I care about my friends. |
Ben bunu umursarım. | I care about that. What? |
Ben hepsini umursarım. | I care about them all. |
- Sadece kazancı umursarsın. | All you care about is profit. |
Audrey, beni umursamadığını biliyorum ama belki bir gün umursarsın. | Audrey, I know you don't care about me but maybe someday you'll... |
Belki bir gün sen de çetelesini tutamayacağın bir şeyleri umursarsın. | Perhaps one day you'll learn to care about something you can't tick. |
Evren seninken, nasıl insanları umursarsın ki? | How can you care about the humans, when the universe is yours? |
Kendini bile umursamıyorsan bizi nasıl umursarsın? | How can you really care about us if you don't care for yourself, eh? |
- Birkaç Yahudi'yi çok da umursar ya zaten. | - As if she cares about a few Jews. |
- Bundan sonra onun değerli oğlunu kim umursar ki? | - After all, who cares about her precious little Jumbo? |
- Yani, yaşlı bir kadını kim umursar ki. | - So, who cares about one old woman? |
Ama kim kendini umursar ki? | But who cares about their own? |
Ancak kızımın suçlu olduğuna karar verdi, muhtemel nedenleri kim umursar ki? | But he's already decided she's a criminal, so who cares about probable cause? |
Ben, kadınların göğüs kanseri hakkında bilgilendirilmelerini umursadım. | Well, I cared about women being informed about breast cancer. |
Seni hep umursadım. | I always cared about you. |
Yani geçmişimizin ve kendime söylediğim her şeyin aksine onu umursadım. | So, despite our history, despite everything that I told myself I cared about him. |