Biliyorsun, tüm paramı kaybetmeden önce riske girip, titrerim. | You know, I'm gonna gamble and tremble - until I lose all my money. - That's what... |
Bu yüzden onlar saldırınca ben titrerim. | * That I tremble when they charge * |
Bir kovboy gibi tek elini kullanırsan, hedefin şaşar... ve titrersin. | If you use one hand like a cowboy, your aim is wild. And you tremble. |
"Unutma ki, havuç titrer bıçağı gördüğünde..." "...marul çığlık atar koparıldığında, lahana ağlar haşlandığında." | "Don't forget that a carrot trembles before the knife, lettuce screams when it's shredded, and cabbage weeps when it's boiled. |
'Zirveler titrer 'zayıf köprü sarsılır 'ama avcı zor bir yolda sağlam bir kalple yürür. | "The peaks quiver "the weak bridge trembles "but the hunter walks a difficult path with a steady heart. |
Eskiden aciz biri iken, şimdi Senato bile karşısında titrer oldu. | He came from humble beginnings, and now even the Senate trembles before him. |
Her adımında yer titrer! | The very ground trembles at his feet. |
Kutsal toprakların hazineleri kulaktan kulağa yayıldığında Cennet bile titrer... nimetlerden biri altınsa. | When the word is out about a sacred land's possessions Even Eden trembles... if one of these is gold. |
Bu yüzden mi bütün gün tir tir titredim? Bu yüzden mi acıdan deliye döndün? | Is that why I trembled all day and you made yourself sick? |
-Korkudan titriyorum. | -I am trembling from fear. |
Soğuktan titriyorum. | I am trembling with cold. |
İçimden de titriyorum? | I am trembling inside too. |