| - Aldım. Seni buraya dün geceyi tekrarlamak için getirmedim. | And I didn't drag you out here for a repeat of last night. |
| - Yakında tekrarlamak için yalvaracak kadar. | One that begs a repeat soon. |
| - Yeni diller öğrenmek yerine işinize daha çok vakit ayırsanız uzman doktorlar da söylediklerini tekrarlamak zorunda kalmaz. | - Perhaps if you spent a little more time just doing your job, a little less time learning the new languages, your attendings wouldn't have to repeat themselves. |
| - İnanana kadar tekrarlamak zorundayım. | - I have to repeat it until I believe it. |
| -Öyle. Hayatım, bunu ben de tekrarlamak istemem. | Honey, I wouldn't NT to repeat that again, either. |
| İstersen tekrarlarım bile. | I'll even repeat it if you want me to. |
| Bazen az da olsa kendini tekrarlarsın. | You're bound to repeat yourself a little. |
| Ben ne söylersem, sen de papağan gibi tekrarlarsın | Whatever l tell, you repeat like a parrot. |
| Bu işlemi yüzyıllar boyu tekrarlarsın. | You just go on and on, repeating this process over the centuries. |
| Bu kadar boş olursan, başkalarının sana söylediklerini tekrarlarsın. | You're so hollow, you repeat whatever nonsense you're told. |
| Böylece, bu işlemi defalarca tekrarlarsın ve birden bir şey keşfedersin. | So you repeat this process over and over, and suddenly you discover something. |
| Aksi halde, ya sınıf tekrarlar ya da özel okula gider. | Otherwise, he repeats the same class or goes to special school. |
| Başkalarının dediklerini tekrarlar. | He only repeats what others have said. |
| Bence, gördüklerimden yola çıkarak önce tekrarlar, sonra senkronize olur, bir sonraki aşamada da tamı tamına Doktor'un tahmin ettiği gibi olurdu. | I think... I mean, from what I've seen... it repeats, then it synchronises, then it goes on to the next stage that's exactly what the Doctor said would... |
| Beşe bölünen uzunluklardaki dizilerde... Bir sapma oluyor Ve 70 ile 1 25. Adımlarda tekrarlar var. | A deviation arises... from strings of intervals divisible by five, bit repeats at shifts of 70 and 125. |
| Kör olası tekrarlar. | BLoody repeats! |
| "Kemiğinin iliği,' diye tekrarladım, hedefsizce." | [Boy] "'The marrow of his bone, ' I repeated aimlessly. |
| - Defalarca tekrarladım. | - It am repeated. |
| -Kompütür'ü tekrarladım, Fred. | - I repeated the computer, Fred. |
| Ama 20 gün boyunca aynı hikayeyi tekrarladım. | Identified me. But for 20 days... I repeated the same story. |
| Aslında iki kere tekrarladım. | In fact, I repeated it twice. |
| Beyler size basit bir gerçeği tekrarlayacağım. | Gentlemen, I will repeat one simple fact to you, |
| Okubo'nun isteğini tekrarlayacağım. | I will repeat Mr. Okubo's request. |
| Soru cümlesini tekrarlayacağım... | I will repeat the interrogative. |
| Tüm dünyada şu anda gizli diğer dört yerleşim birimlerinde bunu tekrarlayacağım. | I will repeat this at four other as of yet undisclosed locations all over the world. |
| Şimdi tekrarlayacağım | ♪ Now I will repeat ♪ |
