Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Tanışmak (to meet) conjugation

Turkish
31 examples
This verb can also mean the following: rub, rub elbows with
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
tanışırım
tanışırsın
tanışır
tanışırız
tanışırsınız
tanışırlar
Past tense
tanıştım
tanıştın
tanıştı
tanıştık
tanıştınız
tanıştılar
Future tense
tanışacağım
tanışacaksın
tanışacak
tanışacağız
tanışacaksınız
tanışacaklar
Present continuous tense
tanışıyorum
tanışıyorsun
tanışıyor
tanışıyoruz
tanışıyorsunuz
tanışıyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
tanışıyordum
tanışıyordun
tanışıyordu
tanışıyorduk
tanışıyordunuz
tanışıyorlardı
Present negative tense
tanışmam
tanışmazsın
tanışmaz
tanışmayız
tanışmazsınız
tanışmazlar
Present continuous negative tense
tanışmıyorum
tanışmıyorsun
tanışmıyor
tanışmıyoruz
tanışmıyorsunuz
tanışmıyorlar
Past negative tense
tanışmadım
tanışmadın
tanışmadı
tanışmadık
tanışmadınız
tanışmadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
tanışmıyordum
tanışmıyordun
tanışmıyordu
tanışmıyorduk
tanışmıyordunuz
tanışmıyordular
Future negative tense
tanışmayacağım
tanışmayacaksın
tanışmayacak
tanışmayacağız
tanışmayacaksınız
tanışmayacaklar
Present interrogative tense
tanışır mıyım?
tanışır mısın?
tanışır mı?
tanışır mıyız?
tanışır mısınız?
tanışırlar mı?
Present continuous interrogative tense
tanışıyor muyum?
tanışıyor musun?
tanışıyor mu?
tanışıyor muyuz?
tanışıyor musunuz?
tanışıyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
tanıştım mı?
tanıştın mı?
tanıştı mı?
tanıştık mı?
tanıştınız mı?
tanıştılar mı?
Past continuous interrogative tense
tanışıyor muydum?
tanışıyor muydun?
tanışıyor muydu?
tanışıyor muyduk?
tanışıyor muydunuz?
tanışıyorlar mıydı?
Future interrogative tense
tanışacak mıyım?
tanışacak mısın?
tanışacak mı?
tanışacak mıyız?
tanışacak mısınız?
tanışacaklar mı?
Present negative interrogative tense
tanışmaz mıyım?
tanışmaz mısın?
tanışmaz mı?
tanışmaz mıyız?
tanışmaz mısınız?
tanışmazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
tanışmıyor muyum?
tanışmıyor musun?
tanışmıyor mu?
tanışmıyor muyuz?
tanışmıyor musunuz?
tanışmıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
tanışmadım mı?
tanışmadın mı?
tanışmadı mı?
tanışmadık mı?
tanışmadınız mı?
tanışmadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
tanışmıyor muydum?
tanışmıyor muydun?
tanışmıyor muydu?
tanışmıyor muyduk?
tanışmıyor muydunuz?
tanışmıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
tanışmayacak mıyım?
tanışmayacak mısın?
tanışmayacak mı?
tanışmayacak mıyız?
tanışmayacak mısınız?
tanışmayacaklar mı?

Examples of tanışmak

Example in TurkishTranslation in English
"...belki Harry Gulkin'le tanışmak istersin" dedi."you might want to meet up with Harry Gulkin.
"Barometre" ile tanışmak isterim.I want to meet The Barometer.
"Bağnaz anneciğim, kumarbaz babacığım, nişanlımla tanışmak ister misiniz?""You know, hey, bigot mom, degenerate gambler dad, You wanna meet my fiancée?"
"Beni bırakın herkesle tanışmak istiyorum" der gibi.- She's like, "Let me out, I wanna meet everybody. "
"Bir hayaletle tanışmak ister misin?" yazıyordu.It said "Do you want to meet a ghost?"
"Onunla tanışırım."I meet her.
* Belki bir gün kızı * * Bir gün tanışırım onunla *" someday girl " " someday I'll meet her in our "
* Bir gün tanışırım onunla, belki bir gün dünyasında *" so someday I'll meet her... " " in our someday world " I can't work with you.
- Belki bir gün onlarla tanışırım.- Maybe I'll meet them one day.
- Bir dahaki sefere Lou ile tanışırım belki.- Maybe next time I'll get to meet Lou.
"Ancak öyle yakışıklı çocuklarla tanışırsın.""That's the way to meet the nice boys."
"Onlarla bir gün tanışırsın."You'll meet them one day.
"Çalışırsın, insanlarla tanışırsın. " "Harika" dedim."You'II be working, meeting people." I said, "cool."
- Belki Heidegger'le de tanışırsın.- Maybe you could meet Heidegger.
- Belki de onunla orada tanışırsın.You might meet her.
"Saha yardımı" sayesinde oğlan kızla tanışır.Boy meets girl thanks to... "in-the-field assistance".
'Üzgün kedili kadın David Bowie ile tanışır' gibiydi resmen.It was very "sad cat lady meets David Bowie."
- Bir kuğu başka bir kuğuyla tanışır, hayatlarının sonuna kadar birlikte kalırlar. Seni seviyorum.When one swan meets another one, they stay together for the rest of their lives.
- Evet; oğlan ölüm arzusuyla tanışır.- Yeah, boy meets death wish.
-Eleman kızla tanışır, kız reddeder elemanı, oda kızı öldürür.Boy meets girl, girl rejects boy, boy kills girl.
"22 yaşımda hayatımın gerçek aşkı ile tanıştım ama evlenmeyi teklif..."I met the one true love of my life when I was 22 years old and I was too scared
"Anne, Bernard adında bir çocukla tanıştım.""Mom, I met this guy named Bernard."
"Annenizle Nasıl Tanıştım" dersen, dava sayesinde tanıştım bu arada aynı isimde süper bir dizi vardı. Kaçırsan da Netflix'te bölümlerini arka arkaya izleyebilirsin.But being on this case is how I met your mother, which, by the way, is the name of a terrific television program you missed but can now binge-watch on Netflix.
"Baba, bir kızla tanıştım, evlenmek istiyorum."Pretty soon your eldest will say... "Father, I've met a girl, I'd like to get married."
"Bazı Ruslarla da tanıştım."I have met some members of Russian community.
- Tamam Raoul, onunla tanışacağım.I will meet him.
Adamla tanışacağım fakat kararım kesindir.I will meet the man, but my choice is firm.
Akrabalarına geliyor. Ben de ilk defa yarın tanışacağım.And I will meet her for the first time tomorrow.
Babalarıyla tanışacağım ve gerçek baba nasıl olurmuş göreceğim."I will meet their father and see what a real dad is like.'
Babalarıyla tanışacağım ve gerçek baba nasıl olurmuş göreceğim.I will meet their father and see what a real dad is like.'
Ama annesiyle yakında tanışıyorum.But I am meeting his mother soon.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Random

tafsilat vermek
give particulars
taksit ödemek
pay in installments
talaşlanmak
do
talip çıkmak
exit suitor
tanelemek
granulate
tanış çıkmak
go meet
tanıştırmak
introduce
tapırdamak
do
tarihe karışmak
vanish
tartmak
weigh

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'meet':

None found.