"...belki Harry Gulkin'le tanışmak istersin" dedi. | "you might want to meet up with Harry Gulkin. |
"Barometre" ile tanışmak isterim. | I want to meet The Barometer. |
"Bağnaz anneciğim, kumarbaz babacığım, nişanlımla tanışmak ister misiniz?" | "You know, hey, bigot mom, degenerate gambler dad, You wanna meet my fiancée?" |
"Beni bırakın herkesle tanışmak istiyorum" der gibi. | - She's like, "Let me out, I wanna meet everybody. " |
"Bir hayaletle tanışmak ister misin?" yazıyordu. | It said "Do you want to meet a ghost?" |
"Onunla tanışırım. | "I meet her. |
* Belki bir gün kızı * * Bir gün tanışırım onunla * | " someday girl " " someday I'll meet her in our " |
* Bir gün tanışırım onunla, belki bir gün dünyasında * | " so someday I'll meet her... " " in our someday world " I can't work with you. |
- Belki bir gün onlarla tanışırım. | - Maybe I'll meet them one day. |
- Bir dahaki sefere Lou ile tanışırım belki. | - Maybe next time I'll get to meet Lou. |
"Ancak öyle yakışıklı çocuklarla tanışırsın." | "That's the way to meet the nice boys." |
"Onlarla bir gün tanışırsın. | "You'll meet them one day. |
"Çalışırsın, insanlarla tanışırsın. " "Harika" dedim. | "You'II be working, meeting people." I said, "cool." |
- Belki Heidegger'le de tanışırsın. | - Maybe you could meet Heidegger. |
- Belki de onunla orada tanışırsın. | You might meet her. |
"Saha yardımı" sayesinde oğlan kızla tanışır. | Boy meets girl thanks to... "in-the-field assistance". |
'Üzgün kedili kadın David Bowie ile tanışır' gibiydi resmen. | It was very "sad cat lady meets David Bowie." |
- Bir kuğu başka bir kuğuyla tanışır, hayatlarının sonuna kadar birlikte kalırlar. Seni seviyorum. | When one swan meets another one, they stay together for the rest of their lives. |
- Evet; oğlan ölüm arzusuyla tanışır. | - Yeah, boy meets death wish. |
-Eleman kızla tanışır, kız reddeder elemanı, oda kızı öldürür. | Boy meets girl, girl rejects boy, boy kills girl. |
"22 yaşımda hayatımın gerçek aşkı ile tanıştım ama evlenmeyi teklif... | "I met the one true love of my life when I was 22 years old and I was too scared |
"Anne, Bernard adında bir çocukla tanıştım." | "Mom, I met this guy named Bernard." |
"Annenizle Nasıl Tanıştım" dersen, dava sayesinde tanıştım bu arada aynı isimde süper bir dizi vardı. Kaçırsan da Netflix'te bölümlerini arka arkaya izleyebilirsin. | But being on this case is how I met your mother, which, by the way, is the name of a terrific television program you missed but can now binge-watch on Netflix. |
"Baba, bir kızla tanıştım, evlenmek istiyorum." | Pretty soon your eldest will say... "Father, I've met a girl, I'd like to get married." |
"Bazı Ruslarla da tanıştım. | "I have met some members of Russian community. |
- Tamam Raoul, onunla tanışacağım. | I will meet him. |
Adamla tanışacağım fakat kararım kesindir. | I will meet the man, but my choice is firm. |
Akrabalarına geliyor. Ben de ilk defa yarın tanışacağım. | And I will meet her for the first time tomorrow. |
Babalarıyla tanışacağım ve gerçek baba nasıl olurmuş göreceğim." | I will meet their father and see what a real dad is like.' |
Babalarıyla tanışacağım ve gerçek baba nasıl olurmuş göreceğim. | I will meet their father and see what a real dad is like.' |
Ama annesiyle yakında tanışıyorum. | But I am meeting his mother soon. |