Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Başka ne stoklamak mantıklıdır, Bayan Yee? Biliyorsunuz kocam ithalat yapıyor. | What else is good to stock up on, Mrs. Yee? |
Ne olur ne olmaz diye ikisinden de stokladım. | I've stocked up on both just in case. |
Taze meyve ve erzakları yeni stokladım. | I just stocked up on fresh fruit and stuff. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
English | stock up | German | eindecken |
Italian | approvvigionarsi,rifornirsi | Japanese | 買い溜め |
Spanish | aprovisionarse, surtirse | Thai | ตุน |