Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Ama şunu biliyorum. Başkanın yeniden seçilebilmek için koşuşturma zamanı. | But what I do know is that it's time for the president to run for president again. |
Benim Hispaniklere kucak açmam, beni daha 'seçilebilir' yapar mı? | Now does my embrace of Hispanics make me more electable? |