! Öldürdüklerini saklamak ve suçu benim üzerime atıp temize çıkmaya çalışıyorlar. | They want to get rid of me so way to hide, and come. |
"Bir yaprağı saklamak için en iyi yer ormandır." | "Best way to hide a leaf is in a forest." |
"Bu çirkin gözlüklerin altında onları saklamak ayıptır." | It's a shame to hide them under those ugly spectacles. " |
"Kadınlar birileri için endişelendiklerinde, gerçek duygularını saklamak için kızmış numarası yaparak o kişiye karşı şiddet uygularlar.", ha? | Girls try to hide his interest in your " "To become angry and act harshly |
"Keşke çocuklarımızdan gerçeği saklamak zorunda kalmasaydık." | "I wish I didn't have to hide the truth from our children, |
"Kalbimi saklarım, kalbimi parçalarım" | "I hide my heart, I blame my heart" |
- Babam görmeden seni saklarım. | -I'II hide you, but my dad musn't see. |
- Evet FBI'ı kandıracak olsam ben de eşyalarımı saklarım. | Yeah, hoax the FBI- I'd hide my prep, too. |
- Tamam, seni saklarım. | - OK, l'll hide you. |
- Çiftlikte saklarım biraz, sonra karar veririz ama bu evde kalmayacak o. | What? I'll hide it at the farm, then we can figure out what to do together, but it can't stay here. |
'Onları nasıl saklarsın ki? ' | 'Where are teardrops to hide' |
- Douglas çuval pantolonunda koca götünü saklarsın ama dans edemediğini saklayamazsın. | No, thanks. Douglas, you can hide a fat ass in baggy pants, but you cannot hide a bad dancer. |
- Sonra belgeleri saklarsın. | - You should hide them... |
-Bu şeyi nasıl burda saklarsın! | - How dare you hide that thing here! |
-Pekala, o halde sorulması gereken soru şu: "Bu kadar değerli bir şeyi nerede saklarsın?" | Huh? So the question is, where do you hide something that valuable? |
"Tevazu saklar kalçalarımı kanatlarında | "Modesty hides my thighs in her wings |
Annem sürekli bana bebekmişim gibi davrandığı için söylemedi bu tür tıbbi durumları benden saklar o. | Mom did not tell me about this, which is the pattern of behavior where she treats me like the baby, and she hides this kind of medical situation. |
Ateş edeni saklar, sesi maskeler,... ve namludan çıkan ateşi neredeyse görünmez kılar. | It hides the shooter, masks the report of a supersonic round, and makes the muzzle flash impossible to see. |
Aynen, Gıdımı saklar. | It hides the turkey neck. |
Bademli kurabiyeleri üst rafta saklar da. | He hides his almond cookies in the top-shelf. |
! Bankamatik kartını da sakladım. Tekrar almaya çalışma yani. | I hid her ATM card, too, so don't even try taking that again. |
"Bankalara güvenmem, Bay Potter, bu yüzden vasiyeti eski evime sakladım." | "I don't trust banks, Mr. Potter, So I've hidden the will in the old house." |
"Ben de onu tavan arasına sakladım." | "So I hid her up my attic." |
"Böylece şişeyi sakladım ve çekip gittim. "İşte bu neden viski içtiğimin hikayesidir." | "so I hid the bottle and walked away, and that's the story of why I drink bourbon." |
"Malımı" zor sakladım. | I only just got my 'stuff' hidden. |
"'Seni uyuyacağımız odada saklayacağım,' dedi Candaules- dedi Candaules." | "'l will hide you in your room where we sleep,' said Candaules- said Candaules." |
Afikomen'i saklayacağım. Sakın bakma. | I will hide the Afikomen, and don't you cheat. |
Aramızda söylenmeden ve yapılmadan yarım bırakılan şeylerle birlikte saklayacağım. | I will hide it away with all the things left unsaid and undone... between us. |
Ayakkabıları saklayacağım. | I will hide the shoes. |
Ben saklayacağım. | I will hide it. |
Bunları yılbaşına kadar saklıyorum. | I am hiding these until Christmas. |
Kelliği belli eden tek şey, birinin "kelimi saklıyorum" demesinden ziyade o kişinin keçi sakallı olmasıdır. | The only thing that screams "I am hiding hairlessness" more is a goatee. |