Get a Turkish Tutor
to look forward to
Uzun bir günün sonunda "sabırsızlanmak için hiçbir şey yok."
Been a long day of "nothing to look forward to."
Biliyor musun Owenlara her gidişimde onu görmek için sabırsızlanırım.
You know I look forward to seeing her every time I go to the Owens' house.
Oğlumu görmek için sabırsızlanıyorum.
I was looking forward to seeing my son.
Para umurumda değil. Ben bunları paralamak için sabırsızlanıyorum.
I'll take your money, but I was looking forward to pulping this guy.