- Burnunu pudralamak ister misin, hepsi orada. | - Want to powder your nose? |
- Umarım burnunu pudralamak istemezsin. - Neden? | I hope you don't want to powder your nose. |
Burnunu pudralamak istersen beklerim. | l'll wait for you if you want to powder your nose. |
Burunlarımızı pudralamak ister misiniz, anlarsınız ya? | You wanna go powder our noses, you know? |
Haftanın birkaç gecesinde, akşam yemeğinde küçük piyesler oynardım burda... ve o da "burnumu pudralamak" için... tuvaleti kullanmama izin verirdi. | I used to do a little dinner theater around here a couple nights a week, and he wouldn't bother me when I need to use the bathroom to... "powder my nose." |
Ayrıca güzelleştirici pudralar, rujlar yağlar... | But also, beauty powders, rouge, ointments... |
Banyonda ayrıca iki çeşit nemlendirici var, çeşit çeşit jöleler, kokular, pudralar ve cilt yumuşatıcıları. | Your bathroom also has two kinds of skin moisturizer, various hair gels,colognes,powders and emollients. |
Banyosunda bir sürü güzellik zımbırtısı var... pudralar,kremler falan. | 'Cause she, like, had all these like... powders and creams in her bathroom. |
Elimi pudraladım ki el sıkışırken sıkıca kavrayabileyim. | My hand is powdered, so the shake is firm and dry. |
Hey, ben onu besledim, pudraladım, ve tuvalete kadar taşıdım. | Hey, I fed him, powdered him and carried him to the toilet. |
Mesela, bu sabah gelmeden önce biraz makyaj yaptım. Burnumu pudraladım. | For example, this morning before l came... l put some make-up on l powdered my nose |
Onun altını yıllarca temizleyip, pudraladım, ben oğlumu tanırım. | I powdered and diapered it, I know my son. |