Parçalanmak (to split) conjugation

Turkish
3 examples

Conjugation of eiti

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
parçalanırım
I split
parçalanırsın
you split
parçalanır
he/she/it splits
parçalanırız
we split
parçalanırsınız
you all split
parçalanırlar
they split
Future tense
parçalanacağım
I will split
parçalanacaksın
you will split
parçalanacak
he/she/it will split
parçalanacağız
we will split
parçalanacaksınız
you all will split
parçalanacaklar
they will split
Present continuous tense
parçalanıyorum
I am splitting
parçalanıyorsun
you are splitting
parçalanıyor
he/she/it is splitting
parçalanıyoruz
we are splitting
parçalanıyorsunuz
you all are splitting
parçalanıyorlar
they are splitting
Past tense
parçalandım
I split
parçalandın
you split
parçalandı
he/she/it split
parçalandık
we split
parçalandınız
you all split
parçalandılar
they split
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
parçalanıyordum
I was splitting
parçalanıyordun
you were splitting
parçalanıyordu
he/she/it was splitting
parçalanıyorduk
we were splitting
parçalanıyordunuz
you all were splitting
parçalanıyorlardı
they were splitting
Present negative tense
parçalanmam
I do not split
parçalanmazsın
you do not split
parçalanmaz
he/she/it do not split
parçalanmayız
we do not split
parçalanmazsınız
you all do not split
parçalanmazlar
they do not split
Present continuous negative tense
parçalanmıyorum
I am not splitting
parçalanmıyorsun
you are not splitting
parçalanmıyor
he/she/it is not splitting
parçalanmıyoruz
we are not splitting
parçalanmıyorsunuz
you all are not splitting
parçalanmıyorlar
they are not splitting
Past negative tense
parçalanmadım
I did not split
parçalanmadın
you did not split
parçalanmadı
he/she/it did not split
parçalanmadık
we did not split
parçalanmadınız
you all did not split
parçalanmadılar
they did not split
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
parçalanmıyordum
I was not splitting
parçalanmıyordun
you were not splitting
parçalanmıyordu
he/she/it was not splitting
parçalanmıyorduk
we were not splitting
parçalanmıyordunuz
you all were not splitting
parçalanmıyordular
they were not splitting
Future negative tense
parçalanmayacağım
I will not split
parçalanmayacaksın
you will not split
parçalanmayacak
he/she/it will not split
parçalanmayacağız
we will not split
parçalanmayacaksınız
you all will not split
parçalanmayacaklar
they will not split
Present interrogative tense
parçalanır mıyım?
do I split?
parçalanır mısın?
do you split?
parçalanır mı?
does he/she split?
parçalanır mıyız?
do we split?
parçalanır mısınız?
do you all split?
parçalanırlar mı?
do they split?
Present continuous interrogative tense
parçalanıyor muyum?
am I splitting?
parçalanıyor musun?
are you splitting?
parçalanıyor mu?
is he/she splitting?
parçalanıyor muyuz?
are we splitting?
parçalanıyor musunuz?
are you all splitting?
parçalanıyorlar mı?
are they splitting?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
parçalandım mı?
did I split?
parçalandın mı?
did you split?
parçalandı mı?
did he/she split?
parçalandık mı?
did we split?
parçalandınız mı?
did you all split?
parçalandılar mı?
did they split?
Past continuous interrogative tense
parçalanıyor muydum?
was I splitting?
parçalanıyor muydun?
were you splitting?
parçalanıyor muydu?
was he/she splitting?
parçalanıyor muyduk?
were we splitting?
parçalanıyor muydunuz?
were you all splitting?
parçalanıyorlar mıydı?
were they splitting?
Future interrogative tense
parçalanacak mıyım?
will I split?
parçalanacak mısın?
will you split?
parçalanacak mı?
will he/she split?
parçalanacak mıyız?
will we split?
parçalanacak mısınız?
will you all split?
parçalanacaklar mı?
will they split?
Present negative interrogative tense
parçalanmaz mıyım?
do I not split?
parçalanmaz mısın?
do you not split?
parçalanmaz mı?
does he/she not split?
parçalanmaz mıyız?
do we not split?
parçalanmaz mısınız?
do you all not split?
parçalanmazlar mı?
do they not split?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
parçalanmıyor muyum?
am I not splitting?
parçalanmıyor musun?
are you not splitting?
parçalanmıyor mu?
is he/she not splitting?
parçalanmıyor muyuz?
are we not splitting?
parçalanmıyor musunuz?
are you all not splitting?
parçalanmıyorlar mı?
are they not splitting?
Past negative interrogative tense
parçalanmadım mı?
did I not split?
parçalanmadın mı?
did you not split?
parçalanmadı mı?
did he/she not split?
parçalanmadık mı?
did we not split?
parçalanmadınız mı?
did you all not split?
parçalanmadılar mı?
did they not split?
Past continuous negative interrogative tense
parçalanmıyor muydum?
was I not splitting?
parçalanmıyor muydun?
were you not splitting?
parçalanmıyor muydu?
was he/she not splitting?
parçalanmıyor muyduk?
were we not splitting?
parçalanmıyor muydunuz?
were you all not splitting?
parçalanmıyorlar mıydı?
were they not splitting?
Future negative interrogative tense
parçalanmayacak mıyım?
will I not split?
parçalanmayacak mısın?
will you not split?
parçalanmayacak mı?
will he/she not split?
parçalanmayacak mıyız?
will we not split?
parçalanmayacak mısınız?
will you all not split?
parçalanmayacaklar mı?
will they not split?

Examples of parçalanmak

Example in TurkishTranslation in English
Kim böyle kesilip, parçalanmak ister ki?I mean, who wanna be cut up and split like that?
Her ani hareketinde kötü dikilmiş bir bebek gibi parçalanırsın.Any violent movement, you'll split apart like a badly sewn doll.
Grendel avazı çıktığı kadar bağırır, sonuçta omuzu yerinden çıkmıştır ve Boewulf kolu ardarda bükerek kolu iyice zayıflatır ve sonunda kemik kaslardan ayrılarak yerinden kopar, kaslar parçalanır.Grendel howls, and, you know, his shoulder is dislocated, and Beowulf twists it again and twists it again and then pops it right off. And the bone splits from the sinew. It springs apart.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'split':

None found.
Learning languages?