Speak any language with confidence

Take our quick quiz to start your journey to fluency today!

Get started

Oynamak (to play) conjugation

Turkish
30 examples
This verb can also mean the following: tinker with, fluctuate, cavort, dance, flicker, risk, trifle with, amuse oneself, fool around, monkey with, budge, frisk about, move back and forth, stir, move, hop, gambol, tamper with, monkey
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
oynarım
oynarsın
oynar
oynarız
oynarsınız
oynarlar
Past tense
oynadım
oynadın
oynadı
oynadık
oynadınız
oynadılar
Future tense
oynayacağım
oynayacaksın
oynayacak
oynayacağız
oynayacaksınız
oynayacaklar
Present continuous tense
oynuyorum
oynuyorsun
oynuyor
oynuyoruz
oynuyorsunuz
oynuyorlar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
oynuyordum
oynuyordun
oynuyordu
oynuyorduk
oynuyordunuz
oynuyorlardı
Present negative tense
oynamam
oynamazsın
oynamaz
oynamayız
oynamazsınız
oynamazlar
Present continuous negative tense
oynamıyorum
oynamıyorsun
oynamıyor
oynamıyoruz
oynamıyorsunuz
oynamıyorlar
Past negative tense
oynamadım
oynamadın
oynamadı
oynamadık
oynamadınız
oynamadılar
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
oynamıyordum
oynamıyordun
oynamıyordu
oynamıyorduk
oynamıyordunuz
oynamıyordular
Future negative tense
oynamayacağım
oynamayacaksın
oynamayacak
oynamayacağız
oynamayacaksınız
oynamayacaklar
Present interrogative tense
oynar mıyım?
oynar mısın?
oynar mı?
oynar mıyız?
oynar mısınız?
oynarlar mı?
Present continuous interrogative tense
oynuyor muyum?
oynuyor musun?
oynuyor mu?
oynuyor muyuz?
oynuyor musunuz?
oynuyorlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
oynadım mı?
oynadın mı?
oynadı mı?
oynadık mı?
oynadınız mı?
oynadılar mı?
Past continuous interrogative tense
oynuyor muydum?
oynuyor muydun?
oynuyor muydu?
oynuyor muyduk?
oynuyor muydunuz?
oynuyorlar mıydı?
Future interrogative tense
oynayacak mıyım?
oynayacak mısın?
oynayacak mı?
oynayacak mıyız?
oynayacak mısınız?
oynayacaklar mı?
Present negative interrogative tense
oynamaz mıyım?
oynamaz mısın?
oynamaz mı?
oynamaz mıyız?
oynamaz mısınız?
oynamazlar mı?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
oynamıyor muyum?
oynamıyor musun?
oynamıyor mu?
oynamıyor muyuz?
oynamıyor musunuz?
oynamıyorlar mı?
Past negative interrogative tense
oynamadım mı?
oynamadın mı?
oynamadı mı?
oynamadık mı?
oynamadınız mı?
oynamadılar mı?
Past continuous negative interrogative tense
oynamıyor muydum?
oynamıyor muydun?
oynamıyor muydu?
oynamıyor muyduk?
oynamıyor muydunuz?
oynamıyorlar mıydı?
Future negative interrogative tense
oynamayacak mıyım?
oynamayacak mısın?
oynamayacak mı?
oynamayacak mıyız?
oynamayacak mısınız?
oynamayacaklar mı?

Examples of oynamak

Example in TurkishTranslation in English
""Koç, çift yönlü hokey oynamak istiyorum, geri gelebilir miyim?"""Oh, Coach, I want to play two-way hockey. Can I come back ?"
"20 soru oynamak ister misin?""You wanna play 20 questions?"
"80'lerde zengin bir siyahi kadını oynamak"♪ To play a rich, black woman in the 80s. ♪
"Amiral Battı oynamak" için beni evine davet ettin.You invited me up to your apartment to "play Battleship."
"Artık bu oyunu oynamak istemiyorum." "Acıtıyor."I don't want to play this game anymore 'cause it hurts.
! "Mona oyuncak bebeklerle oynuyordu. Bense ceset parçalarıyla oynarım.""Mona played with dolls-- I play with body parts."
! Shotgun oyunlarını sürekli oynarım.I play Shotgun games all the time.
"...öyleyse ben de fedakâr eşi oynarım, çok kıymetli Manderley'inin sahibesini.""so I'll play the part of a devoted wife, mistress of your precious Manderley.
"Canın sert oynamak istiyorsa, emin ol ben de oynarım,ha.""If you wanna play rough, I can sure oblige ya."
"Mutluluk" oyunu oynarım.I play the glad game.
"Nasıl olur da benim lobutlarımla oynarsın? !""how can you play with my pins?"
# Benimle oynarsan, ateşle oynarsın.Play with me And you're playing with fire
# Seni son kez uyarıyorum. # Benimle oynarsan, ateşle oynarsın.I've got just one last word of warning Play with me and you play with fire
- ...baş kişiyi oynarsın.- ...you could play the protagonist.
- Ateşle oynarsın beyim.- Mister, you are playing with fire.
""Eksantrik"", kendi kurallarına göre oynar.The eccentric who plays by his own rule
"Girişleri ve çıkışları vardır" "ve bir adam kendi zamanında Birden fazla rolü oynar.""They have their exits and their entrances and one man in his time plays many parts."
"Rocky koşar.Rocky oynar."Rocky runs. Rocky plays.
"Tom oynar, dövüşür ve gizlenir."Tom plays, fights and hides.
# Nadiren oynar ve her zaman mırıldar, ama bana verdiği o hisse bayılırım #♪ Seldom plays and always purrs ♪ ♪ And I love the thought it stirs ♪
"Aptalca büyük adam rolünü oynadım.."l have foolishly played the great man...
"Ben bu sahneyi Hugo Weaving iIe oynadım! " diyebiIirdim.... " "Iplayedthisscene with Hugo Weaving! ""
"Bizim Şehrimiz"de Emily'i oynadım.I was in "Our Town". I played Emily.
"Bu şehirden çıktım ve Dünya Kupası'nda oynadım.""I come from this town and I played in the World Cup."
"Hafta sonu onunla golf oynadım""I just played golf with him last week-end."
"Afrika'ya gideceğim ve beyaz adamcılık oynayacağım yerlilerle.""I will go to Africa... and I will play the white man with the natives. "
"Saçlarınla oynayacağım""Your tresses I will play with"
# Hindistan cevizleriyle oynayacağım# And I will play the coconut shy
# Oh, dreidel, ben oynayacağım ## Oh, dreidel, I will play #
- Ben de seninle oynayacağım.I will play with you

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'play':

None found.