Benim tarzım bir yükü omuzlamak seninki ise kaçmak. | To shoulder a burden is my way, to run from it yours. |
Biliyorum ama bu formayı son kez giyiyor olabilirim ve bu maçın yükünü ben omuzlamak istiyorum. | I know, but this might be the last time I ever put on this uniform. And I want the weight of this game on my shoulders. |
Bu yükü omuzlamak için ben orada olacam, aynı zamanda çocuklarında. | And I'm going to be there to shoulder the burden, as will your children. |
Savaşı sona erdiren tek şeyse zor şartlarda çalıştırılan insanlarının yükünü omuzlamak isteyen bir prensesin zor ama dönüşü olmayan bir teklifi oldu. | It am only by the offer of a Princess, one who would shoulder the burden of her people in tortuous labor, that the war am ended, a difficult but unavoidable arrangement. |
# Taşımaz bu yükü omuzlarım # | #My shoulders won't carry the load # |
#Kapıya vardığımda omuzlarım kurumuştu# | When I head out the gates and my shirt's shoulder's are dry, |
- Benim omuzlarım var. | I've got shoulders |
- Dennis, omuzlarım? | - Dennis, my shoulder. |
- biliyorum..bak..omuzlarım var.. | I know.Look, shoulders. |
"Scarlett Johansson baş, omuzlar, dizler ve ayak parmakları." | "Scarlett Johansson, head, shoulders, knees, and toes." |
"kafa, omuzlar, dizler ve ayak parmakları mı ?" | "head, shoulders, knees and toes?" |
"omuzlar !" | "shoulders! |
#Baş, omuzlar, dizler, ve ayak parmakları, dizler ve ayak parmakları# | ♪ Head, shoulders, knees and toes, knees and toes. ♪ |
- Ama omuzlar ne olacak? | - But what about the shoulders? |