Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Sana 50 dolarlık atı getirdim. Ve senin tüm yaptığın benim arkadaşlığım ilgili mızıldanmak. | I return a $50 horse, and all you do is gripe about my company. |
Ya benim yanımda yer alırsınız ve birlikte süzülürüz göklerde, veya bana karşı tek başına durursunuz, ama sonra mızıldanmak yok. | You either take my side and we're flying together, or you will be alone against me, but then don't grumble. |