Acısını maskelemek için komiklik yapıyor. | Oh, funny to mask the pain. |
Acıyı maskelemek için şakalar yapmak. | Making jokes to mask the pain. |
Bazen büyük operasyonlari maskelemek için kullanilir. | Sometimes it's used to mask a big operation. |
Bazen erkekler,Dostum gebelik üzerinden kaygılarını maskelemek ister. Gebeliğin kendisi fiziksel belirtileri ile duyguları yerinden eder. | And sometimes men, to mask the anxiety they have over their mate's pregnancy, will displace the feelings with physical manifestations of pregnancy itself. |
Bilmiyorum.Anlamıyorum-- Lidokain, Kokaini biçmek için kullanılırdı, kahve, köpeklerin koku almasını maskelemek için. | I don't know.I don't underst-- lidocaine is used to cut cocaine, and coffee masks the smell from the dogs. |
Benim maskelerim. | My face of masks. |
"Hepimiz maskeler takarız, çıkarmak gerektiğinde ise... "...derimizden bir parça koparmadan çıkaramayız." | "We all wear masks, and the time comes when we cannot remove them without removing our own skin." |
"Minyatür maskeler." | "Miniature Venetian masks." |
'Bunlar ücretsiz, 'maskeler sizin kişisel sorumluluğunuzda ve 'onları her zaman yanınızda taşımanız gerek. | 'They are free of charge, 'the masks are your personal responsibility and you must 'carry them with you at all times. |
- Bekle siyah maskeler mi? | - Wait, black masks? |
- Diğer bir haber de, filmde kullandığın maskeler ve silahlarla gerçek bir silahlı soygun yapıldığı. | So, in other news, an armed robbery am committed With the masks and guns used in your little film. |