- Öncelikleri kıyaslamak ister misiniz? | - Do you want to compare priorities? |
Acılı hikayelerimi sizinkiyle kıyaslamak istemiyorum. | I don't want to compare painful anecdotes with you, |
Dinle çok üzgünüm, köpek olayı yüzünden. -Seni bir köpekle kıyaslamak istemedim. | I didn't mean to compare you to a dog. |
Eğer tek bir DHD'yi başka bir tek geçitle bağlayabilirsek, tek yapmamız gereken adresleri kıyaslamak ve çeviri programını uyarlamak. | If we can get one DHD to establish a lock with one gate, all we gotta do is compare the addresses and extrapolate a translation program. |
Gerçekten önyargı deneyimlerini kıyaslamak istiyor musunuz? | Do you really want to compare experiences of bias? |
Birleştiririm, kıyaslarım, oluştururum. Eğer eksik bir şey varsa ancak böyle görebilirim. | First l assemble, then compare and l put it all together so l see what is missing. |
Seni şu yaz günüyle nasıl kıyaslarım? | Should I compare thee to a summer's day? |
Senin güzelliğin ile onunkini nasıl kıyaslarım? | Can I compare your beauty with hers? |
23. sıradaki bir zenginle 27. sıradaki ufak bir zengini nasıl kıyaslarsın? | How can you compare 27th richest minor to someone who's in 23rd place? |
Beni onlarla nasıI kıyaslarsın? | How on earth can you compare me to that? |
Beni, Shim Chung'un babasıyla nasıl kıyaslarsın! | How dare you compare me to Shim Chung's father! |
Bu ikisini nasıl kıyaslarsın, dostum? | How can you even compare the two, man? |
Bu ikisini nasıl kıyaslarsın? | How can you compare the two? ! |
Frankenstein'ın canavarı,kendini Adem ve Şeytan'la kıyaslar. | Frankenstein's monster compares himself with both Adam and Lucifer. |
- El yazısını buldum ve Dreyfus'un suçlu bulunduğu belge ile kıyasladım. | - I obtained specimens of his handwriting and compared it with the bordereau on which Dreyfus am convicted. |
Ben 400 rastgele numara seçtim ve birbiriyle kıyasladım, 100 defa çekiliş yaptım, hepsinde farklı sonuçlar çıktı. | I looked at 400 random numbers compared to each other, and ran it about a hundred times, and they never matched. |
Bizdeki ayak izini, dünyadaki en bilinen ayyakkabı üreticileriyle kıyasladım. | I compared our footprint with every major shoe manufacturer in the world. |
Bu yüzden benim istediğim şeyi senin istediğinle kıyasladım da? | So, what I'm asking you ... compared to what you asked of me? |
Bu yüzden şifre metni ile... Karakter dizisindeki çakışmaları kıyasladım. | So I compared the cipher text against itself... and the coincidences between the character strings. |