Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Siyah bir başkanımız var, ama beyazlar hala bir telefonunu kullandırmak için bile bana güvenmiyorlar ya. | We gots a black president, but whitey still don't trust me use his phone. |
Sürekli hap kullandırmak istiyorlar. | They like to keep her doped up. |
İlk olarak, bir daha mahkememde öyle bir saçmalık yaparsanız hissizleşmiş mahkumlara sizi Barbie bebek niyetine kullandırırım. | First off, you ever pull crap like that in my court again I will have hardened inmates using you as a dress-up doll. |