" ch'timi" aksanıyla konuşmak çok zor değildir... | It's not complicated to speak " ch'timi"... |
"...hem ayrıca, seninle konuşmak istemiyorum... | "and anyway, I don't want to speak to you |
"Affedersin" de konuşmak sayılır. | "Sorry" counts as speaking. |
"Babamla" konuşmak istiyorum. | I'd like to speak to "Dad". |
"Benimle konuşmak mı istemiştiniz?" | "You wished to speak to me? !" |
"Bu gece benimle yatarsan, "bundan 100 yıl sonraki erkeklerin aksine, "seninle yarın yine de konuşurum." | "If you were to sleep with me tonight, "I would actually speak to you the next day, "unlike any man that you will meet 100 years from now." |
"Sadece Mark Benford ile konuşurum." | "I'm only speaking to mark Benford." |
# Köyümün, oturduğum sokağın diliyle konuşurum ben # | ♪ I speak the language of my village, of my street ♪ |
- 5 yaşından beri konuşurum İngilizce. | I speak English since I was 5 years old. |
- Adalet yoksa konuşurum. - İster izin olsun ister olmasın! | I will speak against injustice anywhere, with permission or without it. |
"Korkarım sen , herkesin konuşmaya zorlanıp hiç bir şey konuşmadığı işkence aletinde konuşursun." | "l fear you speak upon the rack... where men enforced do speak anything." |
- Ararsın, cevap verirler, konuşursun. | - You call people, they answer, you speak. |
- Benimle ne cüretle böyle konuşursun! | - How dare you speak to me like that! |
- Buradan konuşursun. - Bekliyorum. | - You speak here. |
- Hadii anne! - Benimle nasıl böyle konuşursun? | - How dare you speak to me like that? |
"Hoover, Benjamin Franklin hakkında konuşur. " | "Hoover speaks on Benjamin Franklin." |
"K dostum", "tanrının aşkına göz kulak ol." gibi. Dean bu şekilde konuşur. | "Special K," "nose to the God-stone" -- that's the way Dean speaks. |
"Kalp konuşur." | "The heart speaks." |
"O ingilizce konuşur." | "He speaks English." |
"Ölüm konuşur. | "Death speaks. |
" Dooby'le konuştum." | "I spoke to Dooby." |
"Açık sözlülükle konuştum, beni bağışlayın. " | I've spoken frankly. Forgive me."' |
"Barış habercisi"yle konuştum. | l spoke to "Messengers of Peace". |
"Onunla konuştuktan sonra, annemle konuştum. | "After I talked to him, I spoke to Mom. |
"Çocukken, çocuk gibi konuştum ama şimdi bir yetişkinim, çocukluğu bir kenara bırakmalıyım." | "When I was a boy I spoke as a boy, but now that I'm a grownup I have to put away boyish things." |
"Sadece VIII. Clemente ile konuşacağım." | "I will speak only to Clemente VIII." |
- Bay Moray ve Bay Dudley ile konuşacağım. Hayır. | I will speak to Mr Moray and Mr Dudley... |
- Ben konuşacağım | - I will speak. |
- Ben sizinle işim bittiğinde konuşacağım. | - I will speak to you when I am finished here. |
- Efendimle konuşacağım. | - l will speak with my master. |
- ...yersiz konuşuyorum. | I am speaking out of turn. |
- Ben konuşuyorum ve ancak bitirdiğimde konuşabilirsin. | - I am speaking, and you can talk when I'm finished. |
- Ben konuşuyorum. | Speak.. - l am speaking up. |
- Bir bayanla konuşuyorum. | - I am speaking with a lady. |
- Seninle konuşuyorum. | I am speaking to you. |