Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Olan tek şey evliliğimden kurtulmam ve David'in kollarına girmemdi. Bu da tıpkı bir çizgi filmdeki sirk göstericisinin yüksek bir platformdan küçük bir su bardağına atlaması gibiydi. Tamamen kayıplara karışmak. | What happened am I dove out of my marriage and into David's arms exactly the same way a cartoon circus performer dives off a high platform and into a small cup of water vanishing completely. |
Grendel'ın annesi, elleri Danimarkalı savaşçıların kanlarına bulanmış bir şekilde kayıplara karışır. | With her hands stained by the blood of Denmark's warriors, Grendel's mother vanishes into the night. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
English | vanish | French | s’évanouir,s’évaporer, s’évaser |
Italian | involarsi, vanire | Japanese | 消え去る, 消失 |
Lithuanian | pradingti, prankyti, prapulti | Polish | niknąć, przepadać, wyginąć |
Spanish | desvanecer, esfumarse |