- Adresimizi kaydettirmek için bugün oradaydım. | I am there today to register our new address. Oh, thank you for doing that. |
Ama ben sana Janis adını verdim. Ama beni kaydettirmek zorunda kaldığınızda annem seni bir hafta bulamamış. | But when you had to register me, my mother couldn't find you for a week. |
Bebeği nüfusa kaydettirmek zorundasın. | The baby has to be registered at the parish office. |
Evlilik cüzdanında öyle yazıyor ve bebeği kaydettirmek için prosedür böyle. | The marriage certificate is in that name and you have to produce one to register the baby. - Let's get you a drink. |
Irak'taki taşeronlar araçlarını kaydettirmek zorunda değil. | Contractors in Iraq don't have to register their vehicles. |
Kaybolma ya da çalınma ihtimaline karşı satın aldığında şirkete kaydettirirsin. | When you buy it, you register with the company in case you lose it or it gets stolen. |
Açık artırmacıya çoktan ilgilendiğim atı kaydettirdim, ...bu yüzden teklif vereceğimi bilecek. | I've already registered my interest with the auctioneer. So he knows to expect my bids. |
Bir internet adresi kaydettirdim bile... | I've already registered a website... |
Bunu kaydettirdim; | I've registered it; |
Tamam ama ben bunu icat ettiğimde, ismini Parker 2000 olarak kaydettirdim. | Right, but when I invented it, I registered the name as Parker 2000. |