Benim karlarım saf beyaz un... ve yağmurlarım tuz ve yağ. | My snows are pure white flour, and my rains are salt and cooking oil. |
"Judaea dağında yatan karlar kadar." (kudüs yakınlarında bir dağ) | "Like the snows that lie on the mountains of Judaea |
"ve kışın soğuk karlar" | " and chilly snows in winter" |
-Gitti, güneşin altında eriyen karlar gibi. | - Gone... like the snows of yesteryear! |
Bahar geldiğinde karlar eriyecek ve geçitler açılacak. | ln spring... ...thesnowswillmelt and the passes will open. |
Bahar gelir, karlar erir. | Spring comes, snows melt. |