Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Ama şimdi bir kapıda karar kıldım. | But now I've decided on a door. |
Bilimsel kariyerimin bu yolda ilerlemesinde karar kıldım. | I had decided on the direction my scientific career am to take. |
Küçük John Kennedy'de karar kıldım, o bunu yadsırken, geziyorum. | l decided on John Kennedy, Jr. While he's in denial, I'm gonna travel. |
Minoda'da karar kıldım. | I have decided on Minoda. |
Nagoya Üniversitesi'nde karar kıldım. | I've decided on Nagoya University. |