- Ama bu benim kararım ve hatamdı seni de bunun içine sürüklemek istemiyorum. | But it am my decision and my mistake, and I don't want them dragging you into it. |
- Ayaklarıma kapanılmasını severim ama kararım kesin. | I do love a good groveling, but my decision is final. |
- Benim kararım, Doktor. | - That's my decision, doctor. - And it am your mistake. |
-Bunun benim kararım olduğunu söyle. | We've gotta do it. - Tell the men that's my decision. |
Ama bu benim kararım, sana dediğimi yap ve emri ver. | But it's my decision, so do as I tell you and give the order! |
"Niye o karar veriyor?" | "Why does Hugo have everything? |
- Ben de onun kadar ciddiye alıyorum işte bu yüzden, beş yılın ardından, sonunda tatile çıkmaya ve yetkileri bana bırakmaya karar verdi. | - I take this place as seriously as he does... which is why, after five years, he finally decided to take a vacation... and leave me in charge. |
- Bu karar nasıl bir etki bırakır? | What does this sentence mean? |
- Bu karar ona ait değil. | She doesn't get to make that decision. |
- Bu karar verdiğim anlamına gelmiyor. | - That doesn't mean that... l've decided. |