Kanamak (to bleed) conjugation

Turkish
22 examples

Conjugation of kanamak

Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present tense
kanarım
I bleed
kanarsın
you bleed
kanar
he/she/it bleeds
kanarız
we bleed
kanarsınız
you all bleed
kanarlar
they bleed
Past tense
kanadım
I bled
kanadın
you bled
kanadı
he/she/it bled
kanadık
we bled
kanadınız
you all bled
kanadılar
they bled
Future tense
kanayacağım
I will bleed
kanayacaksın
you will bleed
kanayacak
he/she/it will bleed
kanayacağız
we will bleed
kanayacaksınız
you all will bleed
kanayacaklar
they will bleed
Present continuous tense
kanıyorum
I am bleeding
kanıyorsun
you are bleeding
kanıyor
he/she/it is bleeding
kanıyoruz
we are bleeding
kanıyorsunuz
you all are bleeding
kanıyorlar
they are bleeding
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous tense
kanıyordum
I was bleeding
kanıyordun
you were bleeding
kanıyordu
he/she/it was bleeding
kanıyorduk
we were bleeding
kanıyordunuz
you all were bleeding
kanıyorlardı
they were bleeding
Present negative tense
kanamam
I do not bleed
kanamazsın
you do not bleed
kanamaz
he/she/it do not bleed
kanamayız
we do not bleed
kanamazsınız
you all do not bleed
kanamazlar
they do not bleed
Present continuous negative tense
kanamıyorum
I am not bleeding
kanamıyorsun
you are not bleeding
kanamıyor
he/she/it is not bleeding
kanamıyoruz
we are not bleeding
kanamıyorsunuz
you all are not bleeding
kanamıyorlar
they are not bleeding
Past negative tense
kanamadım
I did not bleed
kanamadın
you did not bleed
kanamadı
he/she/it did not bleed
kanamadık
we did not bleed
kanamadınız
you all did not bleed
kanamadılar
they did not bleed
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past continuous negative tense
kanamıyordum
I was not bleeding
kanamıyordun
you were not bleeding
kanamıyordu
he/she/it was not bleeding
kanamıyorduk
we were not bleeding
kanamıyordunuz
you all were not bleeding
kanamıyordular
they were not bleeding
Future negative tense
kanamayacağım
I will not bleed
kanamayacaksın
you will not bleed
kanamayacak
he/she/it will not bleed
kanamayacağız
we will not bleed
kanamayacaksınız
you all will not bleed
kanamayacaklar
they will not bleed
Present interrogative tense
kanar mıyım?
do I bleed?
kanar mısın?
do you bleed?
kanar mı?
does he/she bleed?
kanar mıyız?
do we bleed?
kanar mısınız?
do you all bleed?
kanarlar mı?
do they bleed?
Present continuous interrogative tense
kanıyor muyum?
am I bleeding?
kanıyor musun?
are you bleeding?
kanıyor mu?
is he/she bleeding?
kanıyor muyuz?
are we bleeding?
kanıyor musunuz?
are you all bleeding?
kanıyorlar mı?
are they bleeding?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Past interrogative tense
kanadım mı?
did I bleed?
kanadın mı?
did you bleed?
kanadı mı?
did he/she bleed?
kanadık mı?
did we bleed?
kanadınız mı?
did you all bleed?
kanadılar mı?
did they bleed?
Past continuous interrogative tense
kanıyor muydum?
was I bleeding?
kanıyor muydun?
were you bleeding?
kanıyor muydu?
was he/she bleeding?
kanıyor muyduk?
were we bleeding?
kanıyor muydunuz?
were you all bleeding?
kanıyorlar mıydı?
were they bleeding?
Future interrogative tense
kanayacak mıyım?
will I bleed?
kanayacak mısın?
will you bleed?
kanayacak mı?
will he/she bleed?
kanayacak mıyız?
will we bleed?
kanayacak mısınız?
will you all bleed?
kanayacaklar mı?
will they bleed?
Present negative interrogative tense
kanamaz mıyım?
do I not bleed?
kanamaz mısın?
do you not bleed?
kanamaz mı?
does he/she not bleed?
kanamaz mıyız?
do we not bleed?
kanamaz mısınız?
do you all not bleed?
kanamazlar mı?
do they not bleed?
Ben
Sen
O
Biz
Siz
Onlar
Present continuous negative interrogative tense
kanamıyor muyum?
am I not bleeding?
kanamıyor musun?
are you not bleeding?
kanamıyor mu?
is he/she not bleeding?
kanamıyor muyuz?
are we not bleeding?
kanamıyor musunuz?
are you all not bleeding?
kanamıyorlar mı?
are they not bleeding?
Past negative interrogative tense
kanamadım mı?
did I not bleed?
kanamadın mı?
did you not bleed?
kanamadı mı?
did he/she not bleed?
kanamadık mı?
did we not bleed?
kanamadınız mı?
did you all not bleed?
kanamadılar mı?
did they not bleed?
Past continuous negative interrogative tense
kanamıyor muydum?
was I not bleeding?
kanamıyor muydun?
were you not bleeding?
kanamıyor muydu?
was he/she not bleeding?
kanamıyor muyduk?
were we not bleeding?
kanamıyor muydunuz?
were you all not bleeding?
kanamıyorlar mıydı?
were they not bleeding?
Future negative interrogative tense
kanamayacak mıyım?
will I not bleed?
kanamayacak mısın?
will you not bleed?
kanamayacak mı?
will he/she not bleed?
kanamayacak mıyız?
will we not bleed?
kanamayacak mısınız?
will you all not bleed?
kanamayacaklar mı?
will they not bleed?

Examples of kanamak

Example in TurkishTranslation in English
Ah, Daha fazla kanamak istiyorum!Ah, I want to bleed more!
Ben kanamak istemiyorum.l don`t wanna bleed.
Bütün yaptığın daktilonun başında oturmak ve kanamak.All you do is sit down at your typewriter and bleed.
Cevap vermemen için sebep yok. Tabii kanamak istiyorsan o ayrıNo reason not to answer, unless you wanna bleed.
Gözlerim kanamak üzere.My eyes are about to start bleeding.
Bana vurursan, kanarım.Punch me, I bleed.
Camda yürür ve seninle ölene kadar kanarım.I'll walk on glass and I'll bleed to death with you.
Normalde Rus kraliyet ailesi gibi kanarım ama bugün öyle olmadı İlginç.Normally I bleed like the Russian royal Family, but not today.
Seni uyarıyorum benim ailem hemofolik, çok kanarım.I warn you, my family is hemophilic. I will bleed.
Senin için kanarım.I'll bleed for you.
Burada ne kadar terlersen sokakta o kadar az kanarsın.The more you sweat here the less you'll bleed on the street.
İktidar da kalırsa sen de kanarsın.You will bleed if he remains in power. You've heard what the vizier said.
- Ben... sık sık burnum kanar, o yüzden...I'm, uh... prone to nosebleeds, so...
- burunları kanar.- get nosebleeds.
Alex iyi ve Dunphy erkeklerinin burnu kanar.She's fine, and dunphy men get nosebleeds.
Baş çok fazla kanar.The head bleeds a lot.
Burnum kanar.I get nose bleeds.
Ben, ben, ben... ışık şeyini hayal etmiş olabilirim ama kanadım!I, I, I... maybe I imagined the light thing, but I bled!
Evet, kanadım!Yes, I-I bled!
Moya'nın içine giren bir ışık görmüş olabilirim... sanırım içimden geçti ve, ve, ve sanırım bir şekilde kanadımI cr...could...the light that came into Moya... went through me...and, and, and it just, like I, I bled
Onunla kanadım.I bled beside him.
Tekrar ediyorum, kanıyorum.Repeat, I am bleeding.

More Turkish verbs

Related

Not found
We have none.

Similar

Not found
We have none.

Similar but longer

Not found
We have none.

Other Turkish verbs with the meaning similar to 'bleed':

None found.
Learning languages?