kalkışmak

"Buna kalkışmak için bile deli olmak gerek!"

"You must be crazy to even attempt it."

- Dışarı çıkmak intihara kalkışmak olurdu... İntihara kalkışmak mı?

Sounds like a suicide attempt, you walking out... a suicide attempt?

...kendi anayurdumda benim taşralı, dar kafalı kuşkulu memleketlimi eğitmeye kalkışmak için.

...in my native land there to attempt the education of my provincial, narrow-minded, and incredulous countrymen.

Aksini ispatlamaya kalkışmak boşunadır, çünkü doğru değildir.

Any attempt to prove otherwise is futile 'cause it just ain't true.

Babamın bana öğrettiği ilk ders bir büyücünün işleyebileceği en büyük suçun Gardiyan'ın işini yapmaya kalkışmak olmadığıydı.

The first lesson my father ever taught me am that a Wizard commits his greatest crime not when he attempts to do the work of the Keeper.

Yoruldum burada. Etrafımda bana karşı olan küstahlık ve kıskançlıktan kurtulmaya kalkışacağım. Başta sen olmak üzere.

Exhausted as I am I will attempt to rise above the arrogance and jealousy around me and get you your opening.