Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
Başımızı gururla kaldırmak için daha ne kadar bekleyeceğiz? | How long before we can lift up our heads with pride? |
"Ağırlığımın 3000 katını kaldırırım" diye kendini süper güçlü sanıyorsun! | You think you're so super-strong with your "I can lift up to 3,000 times my weight". |
Bu yüzden Medusa'nın başını havaya kaldırır ve "Kral, hediyeni getirdim!" der. | So he lifts up the head of Medusa and says, "King, I have brought you your gift!" |
Ben ellerimi yıkıyordum ve başımı yukarı kaldırdım. | I was just washing my hands and lifted up my head. |
Ve bir gün,çenemi yukarı kaldırdım ve yaşamı herşeyiyle kabullendim. | So one day, l lifted up my chin and took it all in. |
Ben kaldıracağım Peder Cicero bana yardım eder. | I will lift up that table and Father Cicero will help me. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Catalan | aixecar | Dutch | omhoogtillen,uitwippen, uitwisselen |
Japanese | 差し上げる | Lithuanian | kylėti |
Macedonian | подигне | Portuguese | erguer |
Quechua | huq'ariy | Thai | เลิก |
Vietnamese | nhường |