Cooljugator Logo Get a Turkish Tutor

kaçınmak

to avoid

Looking for learning resources? Study with our courses! Get a full Turkish course →

Conjugation of kaçınmak

Ben
Sen
O
Present tense
kaçınırım
I avoid
kaçınırsın
you avoid
kaçınır
he/she/it avoids
Past tense
kaçıntım
I avoided
-
-
Future tense
kaçınacağım
I will avoid
-
-
Present continuous tense
kaçınıyorum
I am avoiding
-
-

Examples of kaçınmak

"Amerikan yasa ihlallerine takılmaktan kaçınmak için tüm İranlı müşterilerin adını silin."

"Delete all Iranian customer names to avoid any sign of US legal breach."

"Yeni bir vakadan kaçınmak için Cuddy'den saklanıyorum" ayini dansını sergiliyor.

Performing his ritual "Hiding from Cuddy to avoid getting a new case" dance.

"Zinadan kaçınmak için her erkeğin bir karısı, her kadının bir kocası olmalıdır."

"To avoid fornication, let every man have his own wife "and let every woman have her own husband."

- ...kaçınmak için daha iyi.

- we can avoid short gut syndrome.

- Evet kaçınmak için.

- Yeah, it's an avoidance thing.

- Ben ondan kaçınırım.

- I avoid that.

- Bu tür buluşmalardan hep kaçınırım.

- I always avoid this kind of meetings.

- Seve seve ölümden kaçınırım.

- I'd like to. I'd like to avoid death.

Ancak mümkün olduğunca insanı küçük düşürecek zayıflıklardan kaçınırım.

But it has been my study to avoid those weaknesses which expose ridicule.

Atlayış sporlarından herzaman kaçınırım.

I try to avoid any plummeting sports.

Bu tür durumlardan kaçınırsın sanıyordum.

I thought you avoided these kind of situations.

Diğer şık ne? Ya da onunla ayrılıp potansiyel skandaldan kaçınırsın.

...or you break up with him and avoid a potential scandal.

Duygusal bir sahne olsun istemedin çünkü bununla baş edemezsin ve her şekilde kaçınırsın.

You didn't want a big emotional scene which is something you can't handle and avoid at all costs.

Gerçek hayatta da kurşun yemekten kaçınırsın, Morty.

You avoid getting shot in real life all the time, Morty.

"Canlı bir organizma "bozulmadan" kaçınır?"

"That the living organism avoids decay?"

Hasta toplum içine girmekten kaçınır.

Ah. And the sufferer avoids public places...

Kendisinden üç kat ağır, 600 kilogramlık bir erkek korkutucu bir muhaliftir ve dişi en ufak bir yakınlaşmadan bile kaçınır.

At three times her weight, a 600 kilogram... male is a fearsome opponent, and she avoids any chance of an encounter.

Kur'an sürekli, bir adlandırmadan kaçınır. Yani Allah'ı hiç bir şekilde somutlaştıramaz, maddeleştiremeyiz.

The Qur'an avoids that by constantly shifting the pronouns so we can't really reify God and get an image, a physical image of God.

Ancak ikinizin de yaptığı yanlışlardan kaçınacağım.

But I am certain I will avoid the mistake you both made.