- Bölgesini işaretlemek için çocuğun üstüne de işer bu. - Gertie! | Look, she's probably gonna pee on him just to mark her territory. |
- Kendi bölgeni mi işaretlemek istiyorsun? | - You wanna mark your territory? |
- Nasıl işaretlemek istiyorsun bunu? | What do you wanna mark this? |
- Ve izleri işaretlemek için mi? | And to mark the trail? |
- vücudu işaretlemek için belirgin birşeyler arıyorum.. | - Something bright to the body marking. |
- Bölgesini işaretlerim şimdi. | - I'll mark his territory. |
-Bütün iyi mallarımı böyle işaretlerim. | - I mark all my best stuff like that. |
-Genetik işaretlerim sende? -Dr. | -You have my genetic markers? |
Ben de on yılları öyle işaretlerim. | That's how I mark the decade. |
Ben işaretlerim. | I'll mark it down. |
Onlar sayesinde bölümleri işaretlersin. | Be marked sections with them. |
Sonra da sen greft için paryetal kemikte 2'ye 3 santimetrelik bir parçayı işaretlersin. | Then you will mark a 2x3-centimeter piece of the parietal for the graft. |
Yatırım yaptığınız zaman tam anlamıyla nakit alışverişini işaretlersin ve bu işaretleyici tutarsın, kaderiniz, yatırımınızın kararıdır. | Anytime you invest, you are literally exchanging your cash for a marker, and you hold on to that marker while the destiny of your investment is decided. |
Yazım hatalarını işaretlersin diye düşünmüştüm. | I thought you might mark it for typos. |
"O"nun itaati, ve üzerindeki işaretler adamı harekete geçirdi. | O's obedience and the marks on her body moved him. |
- Bu işaretler. | - These landmarks. |
- Cesetlere işaretler bırakıyor. | He left giveaway marks on the bodies. |
-Neymiş o işaretler? | What were his marks? |
Adamın kafasındaki işaretler, çete işareti değillerdi. | The marks on the man's head. |
Ve takvimi de işaretleyeceğim. | And I will mark it in the calendar. |
"Ben, benim olman için seni işaretledim" | "l marked you to be mine" |
"Garip olanları 'grp' olarak işaretledim" mi? Bu bir tavsiye. | "I marked them 'Awk' for 'Awkward'?" |
- Ben tüm bu salonu işaretledim. | - I've marked all over this room. |
- Bu da güzergah haritası, işaretledim. | This is a map with a route, I've marked it. |
- Bölgemi işaretledim. | I marked this place as my territory. Why? |