- Gidip ulu dağları görmek gibi ve çam ağaçları şelalelerin seslerini işitmek gibi. | - To go and see the great mountains and hear the pine trees and waterfalls. |
- Onları işitmek isterim. - Neden? | -I'd like to hear them. |
- Seni kimse ne görmek ne de işitmek istiyor artık, yalan mı? | No one wants to see or hear you, am I right? |
5 sene sonra, Florin şehrinin ana meydanı daha önce hiç olmadığı kadar dolmuş ve büyük prens Humperdinck' in gelecekteki eşinin kim olacağını işitmek üzere bekliyordu. | Five years later, the main square of Florin City... was filled as never before to hear the announcement... of the great Prince Humperdinck's bride-to-be. |
Acılarını işitmek için ne dediklerini anlamak şart değil. | You don't have to understand to hear their pain. |
"Kuzu üçüncü mührü açınca üçüncü yaratığın "Gel de gör!" dediğini işittim. | "And when he had opened the third seal, I heard the third beast say, Come and see. |
"Ruhunda uzun zamandır yetişen garip bir delilik işittim." | "I've heard the strange madness long growing in your soul. |
# Bunu senin için yapmıştım # # övgü seslerini işittim # # ve dayanamadım # | ♪ I was made for this ♪ ♪ I heard the sound of glory calling ♪ ♪ and I couldn't resist ♪ |
#Birden ortaya çıkıverdi. #"Lütfen beni delicesine sev" diye bir fısıltı işittim. | The only one my arms will ever hold l heard somebody whisper, "Please adore me" |
- Affedildiğini işittim. | I heard about your pardon. |